Kara gözlü, üç numara traşlı , mütemadiyen burnunu çeken on -on bir yaşlarında ki küçük çocuk alacaklı gibi Kapımı çalmış, ben kapıya çıkınca da utangaç bi şekilde başını önüne eğmişti. ..

"Ebe hanım kenan öğretmenim diyor yemek hazırdır gelsin. .."

Bu yörenin çocukları hep mahçup. ..hep efendi. ..

Ve sonradan öğrendiği Türkçe 'yi konuşurken "r" harfinin üstüne bastırarak ve devrik cümleler le konuşuyor. ..

Tamam dedim saçlarını okşayarak ,  biraz beklemesini söyledim. ..

İki dakika sonra elimde şekerleme ile döneceğimi biliyordu çünkü nerdeyse her gün bu seromoni yi yaşıyorduk...

Kenan hoca yemeği yaptıktan sonra sağlık eviyle aynı bahçede olan okulun bahçesinde oynayan çocuklar la haber gönderir yemeğin hazır olduğunu iletirdi. ..

Şekeri aldıktan sonra yüzüne yayılan kocaman gülümsemeyle kollarını yana açıp , sanki uçak gibi hızla uzaklaşmıştı yanımdan. ..

Çocuğun ardından gülümseyerek bakmıştım bir süre ...

Sağlık evinin yan tarafından girilen diğer kapının açık olduğunu ,kalacak yer bulamayınca sağlık evine yerleşen bayan öğretmenin çocukla konuşmalarımızı dinlediğini farketmistim ...

Orada öylece duruyor onu görmeyeceğimi sanarak beni dinliyordu...

Kendisiyle konuşmayan kenan hocanın bana yemek yapmasını ve her iki hocanın da bana kol kanat germesini, beni kırk yıldır tanıyormuş gibi sahiplenmesini kıskanıyordu...

İçeriye girip anahtarımı alıp kapıyı kilitlemem iki dakikamı bile almamıştı..omuzumda bordo hırkam hemen karşımda duran öğretmen lojmanına yürüdüm. ..

O dönemde hırkaları giymiyorduk öylece omuzumuza koyuyorduk...

Kapıyı Bünyamin hoca açmıştı. ..işte yine mis gibi yemek kokuyor du. ..aç olan Karnım kokuyu duyunca daha bi acıktı...

Bir süre İstanbul 'da lüks bir lokanta da aşçılık yapan Kenan hoca yine marifetini göstermiş muhteşem yemekler yapmıştı. ..

En çok un çorbasını güzel yapıyordu ...içine de Bünyamin hocanın Tonya dan getirdiği tereyağını koyuyor muhteşem oluyordu. ..

Ben un çorbasını seviyorum diye yine un çorbası yapmış yanına da patates yemeği ve pilav yapmıştı. ..

Pilavı tane tane oluyordu, diyordu ki ; pilav dermiş ki karı koca kavga etsin ben bi saat dinleneyim , sonra nasılsa beni yerken barışırlar dermiş. ..bak pilavın yaptığına ille dinlenmek istiyor. ..

Tam sofraya oturmak üzereyken kapıları çalındı. ..

Gelen bekçi Gürgün dü savacık köyünde doğum varmış beni almaya gelmiş hasta yakını. ..

Beni lojmanda bulamayan hocaların yanında olduğumu bilirdi, zaten kimliklerini bırakmak için gene hocaların yanına gelmeleri gerektiğini de bilirler di. ..

Yahu kız iki lokma yemeğini yesin desede Kenan hoca geç olmadan gitmem gerektiğini biliyordum. ..size afiyetler olsun deyip çantamı alıp adamın getirdiği ata korka korka bindim adam önde atın ipini çekerek yola düştük. ..

Köye vardığımızda burnuma soba da yanan tezek kokusu çarpmıştı ...öyle çok üşümüştüm ki bu koku beni mutlu etmişti. ..

Hanımın ilk doğumuydu ,26 yaşındaydı ve kim bilir kaç sene çocuğu olmamıştı. ..Çünkü erken evleniyordu kızlar, 26 yaş ilk bebek için geç bir yaştı...

Yani doğacak bebek kıymetli bir bebekti...

Doğum başlamıştı ama henüz erkendi doğması için sabredecek bekleyecektik...

Doğum normal fizyolojik bir olay demişti öğretmenim öğretirken...bebek zaten geleceği zamanı biliyor, sadece zamanı geldiğinde ona doğması için yardımcı olacaktım hepsi bu. ..

Nasıl acıkmıştım karnım zil çalıyordu. ..

Hep o gözü çıkasıca Gülser hoca yüzünden aç kalmıştım. ..abi kadının gözü göz değil ki. ..

Gittiğim doğumlardan hep tavuk verirlerdi hatta biraz varlıklı iseler hindi verirler di...almak istemezdim Nerede bakıcam ben bunu derdim ama bakardım ki verdikleri hediye yi kabul etmeyince üzülüyorlar bende iğneden sonra verilen yumurta, peynir, tandır ekmeği, doğumdan sonra verilen tavukları kabul ediyordum...

Küçük tüpün üzerinde akşama kadar pişirmeye çalışmıştım da alçak tavuk yine pişmemişti. ..

Nazlı bebek sabaha kadar beni ve annesini uykusuz bıraktıktan sonra sabah günün ilk ışıkları ile doğmuştu. ..bebeği kundaklayıp annesiyle buluşturmuş eşini de almış işimi bitirmiştim...

Çok yorulmuştum ama bebeğin sesini duyunca hiç bir yorgunluğum kalmamıştı. ..

Ama hâlâ çok açtım! ...

Evde muhtemelen doğum yapan annenin kayınvalidesi olan kadın "vahhh canım çıkadı neka yoruldun, san ekmek hazır edim açsan şimdi sen "dedi kendi şivesiyle...

Ne güzel olurdu sıcacık bir çay ve kahvaltı hiçte fena olmaz diye düşünmüştüm. ..

Hanımı izliyordum, onun oradan oraya giden telaşlı hali gayri ihtiyari izlememe neden oluyordu. ..

O da ne aman Allah’ım az önce doğumda aletlerimi dezenfekte etmek için kullandığım metal tabağı şöyle bir suda çalkaladı ve içinde yumurta kırdı bir tepsiye koydu, sonra yüklükte ki yorganları kaldırıp altından tandır ekmeği alıp onu da tepsiye koydu ve önüme getirip koydu. ..

Önümde duran tepsiye baktım guruldayan karnım susmuş midem ağzıma gelmişti. ..

Çok sağ olun dedim, dün akşam öyle çok yedim ki hiç aç değilim. ..

Elime verilen tavuğu dönüş yolunda atın üzerinde tutarken bir daha asla yumurta yemicem diye düşünüyordum. ..bir daha asla. ..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol