Kırk milyar sene önce, EVREN’İN oluşumu. Yaklaşık dört buçuk milyar yıl önce de, dünya denen içinde yaşamaya çalıştığımız bu güzel gezegen.. Canlıların bir bölümü insanoğlunun varoluşundan birkaç milyar sene önce dünya üzerindeki yerini almıştır. Adem (A.S)’IN yaradılışı ve dünya ile tanışma sürecini, belli bir tarihle vasıflandırmamız çok zordur. Ve burada ki büyük sır perdesi, gizemliliğini koruyor. Kutsal kitaplarda ZEBUR, TEVRAT, İNCİL VE KURAN-I KERİM’DE konu ile ilgili bilgiler olsa dahi hala belirsizliğini koruyan gerçekleri, ancak gelecek yüzyıllarda yaşayacak olan insanlar anlayabilir ve tam olarak doğru bilgileri öğrenebilirler.

     Özellikle son peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (A.S)’a Cebrail tarafından tebliğ edilen Kuran-ı Kerim’in ayetlerinin tam olarak, meallerinin aydınlatılmasıyla bilinmeyen çok sayıdaki gerçekleri insanoğlu da öğrenecektir. 600’lü yıllarda indirilen kutsal kitabımızda bugün bile büyük din adamlarımızın çözemedikleri bilgiler vardır. Bunlardan birkaçı Tıp, Teknik, Uzay Bilimleri, Fizik, Jeoloji, Coğrafi Oluşumlar, Atmosfer dışındaki diğer gezegenlerin yapısal durumları, Enerji Kavramı burada isimlerini veremeyeceğimiz sonsuz bilgiler…

     Bu konuların ve soruların cevaplarını kısmen de olsa gerçek din adamlarımızdan alabiliriz. Ben bu gidişten sonra günümüzü ilgilendiren bazı sorunlarla ilgili birkaç cümle yazmaya çalışacağım.

     Bugün dünya ülkelerinin çoğu açlık ve sefaletle boğuşuyor. ABD, Rusya, Çin ve zengin görünümlü Avrupa Ülkeleri’nde bile çok sıkıntılı günler ve çoğu kez de orada yaşayan insanların bile sefillikleri had safhada. Ancak parazit hayvanlar gibi ekonomik ve silah gücü zayıf olan ülkelerin üzerine çakal sürüleri gibi çullanıp onlara ait yeraltı zenginliklerini kendi ülkelerine aktarıp ayakta durmaya çalışmaları.. Geçmişte bu insanları köle, şimdi ise robot olarak kullanıyorlar. Ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın çoğu kez bu ülkeleri örnek olarak gösterip onların lüks içinde yaşadıklarını söylemeleri gerçeği pek de yansıtmıyor. İçyapılarını bir öğrenseler bu tür düşünce ve fikirlerden inanıyorum ki vazgeçerler.

     Ne şartlarda olursa olsun güçlü bir devletiz. Zaman zaman ekonomilerimizde daralmalar, esnemeler olsa dahi. Zorluklara göğüs germeyi inanın ki çoğu kez beceremiyoruz.

     Çok araştırma yaptım. Bir evin önünde iki, üç veya daha fazla araç görmeniz mümkün (kendisinin, eşinin veya kızının). Lüksü çok seviyoruz. İktisattan da mümkün olduğu kadar uzaktayız. Göstermelik bir yaşam tarzı. Asgari ücretle çalışan birine soruyorsunuz, işlerin nasıl? Allah bereket versin, idare ediyoruz diyorlar. Diğer verdiğim örnekteki insanlara soru dahi soramıyorsunuz. Çünkü alacağınız cevap belli. Ne olacak yahu; arabaların benzin parasını yetiştiremiyoruz yanıtını, ben de sizler de alıyorsunuz sanıyorum.

     Bırakın be bu tarz tutum ve davranışları…! Toplumsal dayanışma ile ülkemizin çıtasını daha da yükseklere çıkartalım. İnsanlara öyle tepeden bakmayın: Ha… Şunu da söyleyeyim… Ben zengin bir insan değilim kirada oturuyorum. Sıkıntılı günlerim de çok oldu, olmaya da devam ediyor. Her ne hikmetse sizler kadar şikayetçi değilim bu hayattan. Bir dilim ekmek, bir bardak çay. Bundan daha güzeli var mı be…? Gelin bizler Yaradan’a şükredip herkese dua edelim. Ben genelde önce sağlık ve huzur için dua ediyorum. Gerisi teferruat. Boş verin be her şeyi…

     DÜNYA SULTAN SÜLEYMANA KALMADI… 

                                                                      Saygılarımla

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol