İçimizdeki Kötülük

Sanırım bu düşünceme kimse itiraz etmez: Hepimiz kusurluyuz, bu sebeple de hatalar yapıyor, yanlış kararlar alıyor ve sonradan pişman olduğumuz davranışlarda bulunuyoruz. Peki bu durum, büyük veya küçük yapılan her kötülüğün nedenini açıklamak için yeterli midir?

Her ne kadar kusurlu olsak da asla aşılmaması gereken ahlâkî sınırlar olduğunu ve eğer insanın kendisi isterse kötü davranışlardan kaçınabileceğini kabul etmek durumundayız. Bunun yanı sıra, kasıtsız bir yalan söylemek ve iftira atmanın ya da birine kazara zarar vermekle kasten adam öldürmenin birbirinden farklı şeyler olduğu da açıktır. Buraya kadar her şey tamam. Tamam olmayan şu: Acaba insanlar neden kötülük yapıyor?

Doğamızda rekabet etme arzusu ve bazı durumlarda uç noktalarda hissedilen rahatsız edici bir kıskançlık duygusu olduğu herkes için kabul edilebilir bir gerçek olsa da bunların esiri olarak kendini her şeyi yapma konusunda haklı çıkarmayı, saf bencilliği ve doyumsuz egoların esiri olmayı makul kılabilecek hiçbir şey olmadığını da kabul etmek zorundayız.

Kötülüğün beslendiği en büyük kaynaklardan biri, cehalettir. Hiçbir vasfa sahip olmayan ve buna rağmen kendini değerli hissetmek isteyen bireyler için kendini güçlü hissetme yollarından biri olarak tercih edilir çoğu zaman kötülük. Başarısızlığını ve mutsuzluğunu etrafına korku vererek kamufle etmeye çalışır. Kendi eksiklerini başkalarında öyle ağır eleştirir ki sanki kendi kendini cezalandırır; ama acısını karşısındakine yaşatır. Kötülük, suya düştüğünde yüzme bilmediğin için yılana sarılmaktan çekinmemektir aslında. Kişinin kaybedecek bir şeyi olmamasından kaynaklanır. Kendi mutsuz hayatının intikamını almak için sorumluluğunu kabul edemeyen korkak insanların işidir.

Herkesin aynı anda aynı denklemin içinde mutlu olamayacak olmasından doğar kötülük. Bu uğurda feda edilmesi gerekenler olduğu düşüncesiyle başlar ve devam edip gider. Hırslarına yenilir kötüler çoğu zaman. Kafaya taktığı şeye ulaşmak için neler yaptığının önemi olmadığını düşünür. Çok kişiye zarar verir; ama umursamaz. Sadece yaşamakla yetinemez. Her zaman daha fazlasını ister ve açgözlülüğe kapılır. Bu uğurda her yaptığının da hakkı olduğu yalanına inandırır kendini.

İnsan, denetleyiciler görmediği sürece her şeyi yapabileceğini düşünür. Yasakları hiçe saymayı cesaret kabul eder. Onu sınırlamak ve engellemek konulduğu savıyla nefret eder kurallardan ve yasaklardan. Asla onu ve diğerlerini korumak için olduğunu kabul etmez. Denetleyicileri kandırdığını düşünerek haz alır ama asıl kandırdığı sadece kendisidir. Otoyollarda hız sınırını aşanlar, sınavlarda kopya çekenler, devleti dolandıranlar, başvurularda evrak yırtanlar, işe alımlarda torpil yapanlar… Gündüzleri, yani kontrol güçlerinin denetimi altındayken kurallara saygılı bir vatandaş olan insan, geceleri; yani kontrol güçlerinin olmadığı ortamlarda kuralsız bir suçluya dönüşüverir. Suç işleyenlerin aldığı caydırıcı olmayan cezalar da kötülüğe teşvik eder zayıf iradeli insanları. Kötülük her insanın yaradılış cevherinde vardır aslında. Önemli olan, insanın beslemek için aydınlık tarafı mı yoksa karanlığı mı seçtiğidir. Kendinizle baş başa kaldığınızda dürüstçe itiraf edin bence bunu kendinize.

Kötü insanlar, kötü düşüncelerini içe dönük biçimde yaşarlar. Kendi dışındaki insanlara gerçek istek ya da düşüncelerini söylemezler. Gerçek kimliklerini ve kişiliklerini asla göstermezler. Sizi iyice inceledikten ve çözdüklerine inandıktan sonra size göre hareket etmeye başlarlar. Onlar, herkes için bambaşka insanlar olurlar. Yeter ki, istediklerini alabilsinler.

Kontrol etmeye bayılırlar. Hayatlarının her yönünde kontrol onların elinde olmak zorundadır, aksi halde mutlu olamazlar. Hayatınıza dahil olabilmek için oldukça nazik, kibar ve iyi gibi görünmekte de ustadırlar. Onların amacı, fizikî bir darbeden ziyâde ruhanî bir darbeyle sizi incitmektir. Kalp kırıklığının ya da hayal kırıklığının iyileşme sürecinin daha zor olduğunu bilerek saldırırlar. Neden durup birbirimize şunu açıkça söylemiyoruz ki herkes yalan söyler. İyi niyetli yalanlar, kötü amaçlı yalanlar; ama yalanlar işte. Evet herkes yalan söyler ama herkes yalancı değildir. Yalanlar, onlara istedikleri şekilde hizmet etmeyen bir gerçekliği değiştirmek için bir araç olarak hizmet ederler. Silah gibi kullanırlar yalanı. Ortalığı bulandırırlar. Gerçekliği kontrol etmek, kötülere güç veren şeytanî bir dürtüdür. Bunu yaparken, her şeyi istek ve arzularına göre şekillendirebilirler. Sizi ve sizin düşüncelerinizi hem yaşamınızdaki insanlar hem de kendiniz hakkında başka bir şekle sokabilirler. Onların yarattıkları dünya, sizin için bir tuzaklar labirentidir.

Onların en etkili silahlarından biri de kaos ve kafa karışıklığıdır. Yaratacakları içsel çatışma ve yaşattıkları gerginlik; stres ve umutsuzluk yaratmak içindir. Başarılı olduklarında duydukları haz, kötüler için vazgeçilmezdir.

Kötü insanlar, seviyesiz derecede gaddardırlar. İnsanlara, yakınlarına, çocuklara ve hayvanlara bile zarar verebilirler. Kaynağı tükenmez bir cesaretleri vardır ve bunu da gaddar ve acımasız davranarak ispat ettiklerine inanırlar.

En kötüsü de nedir biliyor musunuz? Yaptıkları şeylerden ve hissettirdiklerinden hiçbir zaman pişman olmazlar. Kötü insanların pişmanlık duygusu yoktur. Bu sebeple de onlar asla özür dilemezler; çünkü bu onlar için düpedüz başarısızlık demektir.

Kötü bir insanın ahlâkî bir pusulası yoktur. Doğru yolu görmekten nefret ettikleri gibi yapacakları ya da yaptıkları en ufak hatalarda bile hep karşı tarafı ya da başka şeyleri suçlamaktadırlar. Özür dilemenin, zayıf insanlara göre olduğunu düşündüklerinden herhangi bir sorumluluk alıp başarısız olma ya da hata yapma durumlarından kaçınırlar.

Ufacık da olsa suç işlediklerini anladıklarında hemen suçu başka taraflara yönlendirmeye bayılırlar.

İyilikleri hiçbir zaman fiyat etiketiyle ölçemeyiz. Bu yüzden doğru olanı yapmak ve birbirinize nazik davranmak için herhangi bir motivasyona veya teşvike ihtiyacınız yoktur.

Gerçekten nazik insanlar, karşılığında bir şey alma beklentisi olmayan türden insanlardır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol