İş yoğunluğu ve insan kalabalığına uzun süre maruz kalma nedeniyle yaşadığımız gerginliği geride bırakmak için iki üç günlüğüne doğaya kaçmak, her fırsatta sarıldığımız ilaçlardan çok daha etkili bir seçim olacaktır.

Toprak kokusu, temiz hava, kuş ve böcek seslerinden başka bir şey duymadığımız, huzurlu bir sessizlik emin olun uzun zamandır ilgi göstermediğiniz ruhunuza ve bedeninize çok iyi gelecektir.

 Doğa’nın beni her fırsatta hür ve özgür hissettirdiğine inandığım, Hayatım da birçok olumlu etki bırakan ‘Ormanın yeşilin de, Mavi’nin derinliğin de kaybolarak huzura ve dinginliğe birçok kez şahit oldum. Emin olun İnsanın ruhunu ve bedenini saran günümüzün vebalı hastalığı Stres ile baş edebilmenin en güzel yolu; kendinizi doğanın kollarına bıraktığınızda ruhunuzun arındırdığını fark edeceksiniz.

Kari Betler ’in de dediği gibi; ‘Tabiatın tercümana ihtiyacı yoktur, Onun güzelliğini anlamak için, açık bir ruh yeter’.

Yaşadığımız etkenleri göz önünde bulunduracak olursak, hepimiz bitmek bilmeyen bir maratonun içinde koştururken kayboluyoruz. İnsan kalabalığı, Beton yığınları, korna sesleri, egzoz dumanlarının arasında, şehirde bize verilen rolü oynamak zorundayız. Çünkü başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğüne önem veriyoruz. Anı yaşamak, toprağa çıplak ayakla basmak, doğanın tadını çıkarmak, maalesef ikinci plana atılan işler arasında.  Yoğun stres ve sonrasında oluşan hastalıkların bile çaresi doğa da iken bizler kendimize şifa olamıyoruz.

Oysaki Doğada, olduğumuz kişi gibi davranma lüksüne sahibiz. Belli kurallar çerçevesinde giyinmek, konuşmak ve hareket etmek zorunda değiliz. Bu doyuma ulaşan insanları gözlemlediğimizde, ruh hallerinin olumlu açıdan yükseldiğini ve pozitif enerji ile yaşadıklarını görüyoruz. Stresten uzak, olum lama yapabilme yetisine sahip, bedenleri ve ruhları yücelmiş, algıları keşfetmeye açık doğal yaşamı benimseyen, her türlü olumsuz etki ile mücadele eden kişilere rastlamak mümkün.

Şöyle bir düşünecek olursak; Açık havada dolaşıyorsunuz ve başınızın üzerinde uçuşan şarkılar söyleyen kuşlar,  yeşilin veya sarının her tonuna sahip ağaçlarla sarmalanmış bir yolda, karınca yuvalarını, iki taşın arasında boy veren bir çiçeğin direnişini izlediğinizde hem zihninizi,  hem de bedeninizi olumlu yönde etkiliyor olması müthiş bir his değil mi?

Doğanın rehberliğinde kendi içimize doğru bir yolculuğa çıkabiliriz. Bu yolculuğun son durağı şüphesiz huzur ve sükûnet olacaktır. Kusursuz yaratılanları keşfetmek ve tabiatın dilini çözmek daima kişileri olumlu bir noktaya taşır.

Her mevsim doğanın müthiş etkilerini, ruhumuzda bıraktığı izleri,

‘Zamanı zamana’  bırakmadan ‘O an’  yaşamak dileğiyle sizleri sarıya, maviye ve yeşile teslim ediyorum…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol