Bakmayın siz 1967 de kurulduğuna,

Süleyman Rıza Kuğu’nun Asosyeşın Futbol kitabından öğrendiler futbolun kurallarını 1922 de

1913 de kuruldu,

1914 de çıkan seferberlikte, cepheye gittiler korumak için YURDU.

Belki Trabzonspor değildi ismi ama,

İlk Trabzon takımıydı İDMANYURDU.

Trabzon da doğdular , hiçbiri dönemedi,’’Balkanlarda’’ bıraktılar Futbolu.

Sonrası; İdmanocağı,idmangücü,Necmiati,martıspor karadeniz gücü..Ve niceleri..

Karadeniz insanının karakteristik inadını yansıtan,

’’İdmanocağı-İdmangücü’’ rekabeti,Şehri ikiye bölsede,

Bize bir takım tutmak yakışır diyip,

uzun süren uğraşlar sonun da , rekabeti bir tarafa bırakıp,2 ağustos 1967 de birleştiler.

Renk yüzün den anlaşmayı bozmaya ramak kala taraflar,

Mübarek Hamsi’nin yüzü suyu hürmetine, Bordo Mavi olarak renklendiler.

Trabzonspor, şehirde büyüyen ciddi bir rekabetin rüzgarıydı aslın da.

1900 lü yılların ilk çeyreğinde şehirde başlayan futbol ateşi,

son çeyreğe girerken TÜRK futbolunu kasıp kavuran bir FIRTINAYA dönüştü.

Bu fırtına , Futbolumuza birçok açıdan unutulmaz bir hikaye sundu ama, Kanımca yarım kaldı..

Orijinaldi hikayeleri..

Bir çırpıda ilk 11 i sayacak 70 yaşın da nineler,7 yaşın da bebeler vardı.

Kemençenin horona verdiği ruh,rakibine çalım atan Ali Kemal’de can bulmasıydı.

İşsizlik ve sanayileşme ile ters orantılı gelişimi ise,İncelenmesi gereken önemli bir konudur Trabzonspor’un.

70’li yıllarda,arka arkaya şampiyon olduğu yıllar da,tek bir fabrika vardı Trabzon da.

Maddiyatın ve imkanların önemi göz önüne alınırsa, Trabzonspor’un “başarıları” daha iyi anlaşılabilir.

1975-76 sezonu sonunda şampiyonluk ipini göğüsleyen Bordo-Mavililer, şampiyonluğu ilk defa İstanbul dışına taşıyarak Türk futbolunda yerleşik her ne varsa altüst etmiş ve bir devrime imza atmıştı.

Söz konusu başarıyı hala ‘tesadüfi’ olarak değerlendirenler olsa da, Trabzonspor, kamuoyunda büyük bir saygınlık kazanmıştı.

Trabzonsporluların kendilerine güveni vardı.

İstanbul kulüpleri gibi bol paralı transferler ile değil, kendi özkaynaklarıyla mücadele ediyorlardı.

Hiçbir zaman çok iyi bir altyapı sistemi olmadı aslında

Trabzonspor’da.

Doğuştan gelen yetenekleri , Trabzon çocuklarının ülke futbolunda söz sahibi olmasına yetti.

Oysa futbol değişiyordu.Değişti..

Dünyada futbol tamamen bir endüstriye dönüşmüştü.

Sadece yetenekli olmak yeterli gelmemeye başladı.

Artık bir altyapı düzeneğine ihtiyaç olduğu fark edilemedi.

Öte yandan saha dışında futbol, artık büyük paraların ve sosyal iktidar alanlarının üretildiği bir sektöre dönüştü…

Peki ne oldu da, 80’li yıllardan sonra dindi fırtına?

Milyon dolarlara varan,süper bir ekonomiye ulaştı futbol.

Ülkede “Başarı için her şey mübah” anlayışı hakim oldu.

Yani işin içine para girdi.

Köroğlu’nun dediği gibi, ‘’Tüfek icad oldu mertlik bozuldu’’.

Trabzonspor, 100 yıllık mazisi boyunca kimi zaman kaybedişlerin kimi zaman unutulmaz galibiyetlerin takımı oldu.

Her koşulda Trabzonspor, bir spor kulübünden çok daha fazla şeyi temsil ediyordu.

Kemençeden tuluma, horondan kolbastıya, hamsiye, şivesine ve hırçın doğasına kadar..

Onu diğer kulüplerden ayıran en belirleyici özellikleriydi bunlar.

Diğerleri mi? Umudun, inancın, mücadelenin ve sevdanın takımı olmasıydı…

80 li yıllardan sonra Kulüp yönetimleri “yeniden yapılanma ” anlayışı ile geldi.

Bordo mavili taraftar buna inandırıldı..

Ya bu yeni ve acımasız düzeni yıkacak, ya gereklerini yapacak ve “ayak oyunlarını becerecek” veya“başarı” tarifini değiştirecekti.

Bunları yapabilecek gücü hiçbir zaman olmadı Trabzonspor’un. Olmayacak da!

Başarı için tek kriter “şampiyonluk” olunca “bizi şampiyon yapmazlar” anlayışı, her yıl taraftarın inancını yitirdi.

Büyük harcamalara rağmen gelmeyen başarı Trabzonspor’a inananları daha da uzaklaştırdı.

Esas mesele, Trabzonspor’un mevcut futbol düzeninde neyi başarabileceğini belirlemektir.

Bir karar vermeli artık!

Ya bol paralar harcayıp sonumuzu getireceğiz,

Ya da özümüze dönüp, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz..

Şampiyonluk görmeden ölmeyi göze alırız , 33,34 35..50 yıl olsun. Sıkıntı yok..

Bizim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali bir kahramandır.

Bu yazıyı kaleme alırken Trabzonspor- Göztepe maçı daha oynanmamıştı.

Trabzonspor kazanamazsa eğer, dilerim bir diğer anadolu büyüğü Göztepe kazanır.

Beraberlik ikisine de yaramaz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
N 2018-02-06 13:25:00

Cok güzel özetlemişsiniz elinize ağzınıza saglık teşekkürler