Farzedelim ,

" Çalıştığınız yerde uzun zamandır düşlediğiniz pozisyon sonunda açılmış. İhtiyacı içeriden karşılayacaklar ve adı geçen isimlerden biri de sizsiniz. Kuvvetli bir adaysınız, ancak yalnız da değilsiniz. Atanması muhtemel kişilerden bir diğeri de uzun süredir rekabet içinde olduğunuz, dönem dönem tartışmalar yaşayıp karşılıklı olarak birbirinizi suçladığınız biri.

Her zamankinden bir parça daha anlamlı bir rekabet hâlindesiniz ve kazananı, takip eden birkaç ayda göstereceğiniz performans belirleyecek.

Düşünün bu yarıştan siz galip çıktınız.

*Ne yaparsınız?

*Tavrınız ne olur?

*Çalışma arkadaşınızın karşısına geçer, emirler yağdırır ve onu nasıl alt ettiğinizi her fırsatta vurgulamaya mı çalışırsınız?

*Yoksa sevincinizi içinizde yaşar, vakur duruşunuzu bozmamaya gayret eder ve yeni görevinize mi odaklanırsınız?

Eğer bu başarınızı biraz olsun sindirebilmiş, tevazu sahibi bir insansanız, tercihiniz muhtemelen ikincisi olur. Ancak ne yazık ki hayatta diğer yolu tercih eden insanlar da var. Genelde onları pek sevmezsiniz. Kendilerini bir karşıtlık üzerinden tanımlayan, bu karşıtlıktan beslenen, başkalarının omzuna basarak yükselmekten gocunmayan insanlar… Hayatı zorlaştıran insanlardır…

Spor kulüplerinin de tıpkı insanlar gibi birer karakteri var. Her şeyin birbirine benzemek zorunda bırakıldığı bu çağda kaybolmaya yüz tutmuşsa da arkalarında bir tarihsel birikim var.

İnsanlardan farklı olarak ise bu kulüplerin sevilmek için pek bir şey yapması gerekmiyor, hâlihazırda onları sevmek için can atan binler, on binler, yüzbinler ,milyonlar var.

Sevilmemek için ekstra çaba sarf etmeseler muhtemelen daha da fazlası olur. Üstelik o can atanlar üzerindeki etkileri çok büyük, hele ki Türkiye gibi bu sevdanın çılgınca yaşandığı ülkelerde kulüplerin karakterleri, onlara gönül verenlerin karakterlerine de etki ediyor.

Bir kulübü tanıtmak için bol fotoğraflı, öğretici bir dille yazılmış güzel bir kitap,  yetişkinlerin olduğu kadar çocukların da yoğun ilgisini çeker.

Kim bilir belki de kaç çocuk bu kitabı okur ve yıllar boyunca da elinden düşürmez..

Bir çoğu yalnızca bir taraftar sporcu olarak değil, bir insan olarak gelişiminde de bu kitaptan etkilenir..

Bu kitapla başlayan süreç, birçok çocuğun o kulübü uzun yıllar boyunca hayatının merkezine oturtmasını ve kendini onunla özdeşleşmesini sağlar.

Bazı çocuklarda belirli bir yaşa dek, kendi aklınca o kulüpteymiş gibi olmaya çalışır.

O çocukların başta bu kitaptan, sonraları başka kaynaklardan öğrenerek eğer bir insan olsaydı ikinci yolu seçer, mutluluğunu yaşar ve işine odaklanırdı. Bir çok kulüp de tarihinde böyle örnekler mevcut. Her gün bir yerlerde alıntılanan ancak görünen o  dahi pek de anlaşılamayan, sporcuların hocaların  kulüplerin şımarıklıkları, kendini beğenmişlikleri kolay kolay kimsenin sevmediğini bilirsiniz..

Evet, böyle kulüpler sporcular antrenörler vs ilk kez çıkmıyor, fakat her geçen yıl biraz daha çoğalıyor.

İşte size yukarıda söylediğim gibi

" spor kulüplerinin de insanlar gibi karakterleri var" güzel sözlerine ya sahip çıkacak, buna layık olacaksınız ya da mağlup ettiğiniz takımla aranızda yaşanan, aslında çok da şık olmayan bir şekilde ilerleyen didişmelere devam edip seviyeyi düşürerek kapışacaksınız.

Bunun ortası yok,

ikisi birden olamazsınız.

Mutlu ve sağlıklı kalın

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol