Sevgili okurlarim merhaba.. Bugün değerli milli şairimiz Mehmet.Akif Ersoydan bahsetmeye çalışacağım.

İstiklal Marşımızı, Çanakkale Destanını, Safahat'ı ve daha bir çoklarını yazan, Kastamonu da verdiği vaazlar ile Milli Mücadelemizin gerekliliğini topluma anlatan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u rahmet ve minnetle anıyoruz.

O, her mısra da Türklüğü ve İslamiyeti birlikte haykırmış idi.

"H.Basri Çantay, Mehmet Akif Ersoy'un vatanseverliği konusunda bir değerlendirmede bulunurken, bir hatırayı anlatmaktadır;

'Evet.. O’na tam bir İslam şairi diyebiliriz. Kuvvetli, imanlı, ateşli bir İslam şairi!.. Fakat, Türk daima başta kalmak şartıyla.. Dört lisanı edebiyatıyla bilen Akif, Türk olarak yazdı, Türk olarak düşündü, Türk olarak yaşadı ve nihayet Türk olarak öldü..

Savaş sırasında Üstad, Balıkesir’e gelmişti.. O’nun samimi arkadaşlarından biri Gönen’e teşkilat kurmaya gitmişti. Dönüşünde o arkadaş dedi ki;

‘Yunanlılar Türklere cefa ediyorlar. Milli teşkilatı boğmaya çalışıyorlar.’

Akif’in kükreyerek verdiği cevap şudur:

‘Orada bir Türk Ocağı açınız ve mücadele ediniz!’

Akif ile birlikte İstanbul’dan gelen kişi:

’Üstad, sizi Türkçü görüyorum’ .

Akif’in ağzından alev gibi şu kelimeler çıktı;

'Ya ne zannediyorsun?

Türk'e hiçbir kavmin horoz olmasına tahammül edemem!'.

Yıl 1914, umûmî seferberlik zamanıdır. Yazıhanesinde oturmuş bir arkadaşı ile evden getirdiği kuru fasulyeyi yemekte olan M. Akif’e, İttihat ve Terakki iktidarının Dahiliye Nezareti’nden bir vazifeli gelir ve: “Nâzırın selam ettiğini ve yazılarında o kadar ileri gitmemesini rica ettiğini” söyler. Sen misin onu söyleyen! M. Akif hiddetle yerinden fırlar ve şöyle haykırır: “Nazırına söyle, kendilerini düzeltsinler! Bu gidiş devam ettikçe bizi susturamazlar. Ben fasulye aşı yemeye razı olduktan sonra kimseden korkmam.”

Bu cevabın verildiği günler, seferberliğin olduğu ve herkesin karnını doyurmakla güçlük çektiği günlerdir.

Evet, M.Akif hakikati ifade etmekten çekinmeyen, dosdoğru bir insandır.

Yine M.Akif’in, arkadaşı Eşref Sencer KUŞCUBAŞI’na sık sık söylediği şu söz de, onun bu karakterini yansıtır: “ALLAH’IN EN ÇOK SEVDİĞİ EMEK, ZÂLİME DOĞRUYU SÖYLEMEKTİR!..”

Evet, M. Akif’in haksızlığa hiç tahammülü yoktur; karşısında iktidarın hakim güçleri olsa da... Hele binbir bâdireler ve fakr u zaruret içinde kıvranan milletin sırtından geçinenlere karşı hiç mi hiç! Bir gün ona:“Hiç sevmediğiniz kimlerdir?” diye sorulduğunda, o:

“Geçmişlerinin vatan hesabına on parası geçmemiş, bir damla kanı dökülmemiş, bir hizmeti sebketmemiş olduğu halde ağzım memleketin temiz kan damarlarından birisine yamayarak emmekte olan serseri tufeyliler yok mu, işte en sevmediğim bunlardır.” cevabını verecektir.

Mekanın cennet olsun büyük Türk milliyetçisi milli şairimiz!

Sağlıklı ve mutlu kalın.

Sevgi ve saygı ile..

OKTAY HOCA

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol