Sevgili dostlar
Büyük üstad Neşet Ertaş’ın çok sevdiğim
bir sözü vardır:
“Nerde bir türkü söyleyen varsa gidin yanına oturun, türkü söyleyenden zarar gelmez.” der.
Elinde sazını alıp insana insan olduğunu hatırlatan,
o devasa sözleri kalpten inanarak söyleyen insandan neden zarar gelsin?
İyi ve zararsız insan modeline sanatsal, daha doğrusu duygu odaklı güzel bir bakış açısı…
Mesela benim de hem bu yazıyla dillendirdiğim
hem de zevkle okuduğum, okuyunca bana insan olduğumu hatırlatan bir şiir vardır.
İkilik kinini içimden atıp
Özde ben bir insan olmaya geldim
Taht kuralı ariflerin gönlüne
Sözde ben bir insan olmaya geldim.
Bu hali yaşayan, bu halleri dinlendiren insan,
kime niye zarar versin?
İnsanın insanla olan muhabbetine
en büyük düşman kindir.
İçinde kini barındıran özünde nasıl insan olabilsin?
Özümüzde insan olmaya geldik ama bu yetmez, sözümüzde de insan olmalıyız.
Bir söz bir, kelime bir gönlünü fetheder.
Kalbinde kini barındıran sözünde insan olur mu?
Bitmedi devam eder:
Meğerse aşk imiş canın mayası
Ona mihrap olmuş kaşın arası
Hakkın işlediği kudret boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim.”
Bu dörtlük bana Ömer Hayyam’ı hatırlatır.
Ömer Hayyam,
_Yüce varlık bize bir beden verince
sevmesini öğretti her şeyden önce” der.
İşte İnsanın özündeki bu mayanın sevgi, aşk olduğunu dile getiren, yüzün, aşka itaat ettiği azalardan oluşan bir insan olma gayreti. Burda da esas amaç insan olma gayreti…
O aşk-ı mecazla yandım yakıldım
Közde ben bir insan olmaya geldim
Enbiyanın evliyanın gittiği
İzde ben bir insan olmaya geldim.”
Tüm kainatın aradığı İlahi kudretin tanık olduğu insan olmanın izinde gidebilmeyi, ateşi göze alabilmeyi yandıkça insan olabilmeyi…
Bundan sebep insanı bu dörtlüklerde köz’e ve iz’e sığdırmış şair...
Şimdi sorarım size ;
İnsan bu, koca deryaya sığar mı?
Sığmamış zaten devam etmiş şair
Varlık dağlarını delip geçerek
Düzde ben bir insan olmaya geldim
Her türlü sefaya veda eyleyip
Sazda ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim.
Bu şiiriyle insan, madde olmaktan çıkıyor.
Sadece görünüş ve düşüncelerde değil;
hallerde duygu ve gönüllerde insanın özü aranıyor.
İnsan içinden kinini atıp sevgi ile yaklaşmayı,
insanlık için gerekirse tüm serini ortaya koyabilmeyi, güzel duygular barındırıp kendini geliştirmeyi amaçlar. Sözde, yüzde, közde ve izde insan olduktan sonra sazda insan olmaya gelmek. İnsan olabilme kudretini o tellere taşımak, her notasında ayrı ayrı insan güzelliklerini sunmak.. Ve şiiriyle sazıyla da insan olabilmek.
bizim pencereler yele karşıdır
muhabbet dediğin karşı karşıdır
girer isen bu sinemde neler var
gülüp oynadığım ele karşıdır..
Velhasıl kelam bu şiiriyle büyük ozanımız
Karacaoglan ve büyük üstad Neşet Ertaş güzel söylemiş.Şairimiz de güzel öğüt vermiş şiiriyle…
Bu öğütten ne çıkardınız derseniz:
Aslıda İnsan bir türkü notasıdır çalınmayı bekleyen
Hayata insan olmaya gelmek özümüz vede son sözümüz olsun..
Saygı ve sevgi ile kalın