Saçıkara; “Nikahı değil, aile yapısını tartışın”

Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, uzun zamandır Türkiye’nin gündemini meşgul eden tartışmalara son noktayı koydu.

Saçıkara; “Nikahı değil, aile yapısını tartışın”

Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, uzun zamandır Türkiye’nin gündemini meşgul eden tartışmalara son noktayı koydu.

03 Ağustos 2017 Perşembe 20:00
Saçıkara; “Nikahı değil, aile yapısını tartışın”

Son günlerde büyük tartışmalara neden olan müftülerin nikah kıymasına değinen Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara; “Türkiye’nin problemi nikâhı kimin kıydığı değil, aile kurumunun yaşadığı çatırdamadır. Maalesef Türkiye’de Aile çöküyor. Bunu ben söylemiyorum, devletin resmi rakamları söylüyor. TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de son 10 yılda 1 milyon 151 bin 590 boşanma gerçekleşmiş.  İlla tartışılacaksa kimin nikahı kıydığını değil, aile yapısının korunması için neler yapılabilir? O tartışmalı” dedi. Haftalık olağan basın toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara; Pazar günü Yenikapı’da düzenlenen Büyük Kudüs Mitingi’nin son dönemde gerçekleştirilmiş en büyük, en coşkulu ve aynı zamanda en olgun mitinglerden birisi olduğunu söyledi. Saçıkara; “Yenikapı her yaştan, her görüşten, her düşünceden yüzbinlerce insan ile hınca hınç doldu. Tarih boyunca her zaman zulmün karşısında, mazlumun yanında yer almış olan Aziz milletimiz, bir kez daha Filistin konusundaki, mescidi aksa konusundaki kararlılığını bütün dünyaya gösterdi. Başta bu kadar kısa sürede böylesine büyük bir mitingi organize eden Saadet Partisi İstanbul il başkanlığına, İlk açıklandığı andan itibaren, hem bireysel hem de kurumsal olarak bu mitinge destek veren tüm sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına, insani yardım örgütlerine, derneklere teşekkür ediyorum” dedi.

Önemli bir mesaj verdi

Mitingin İslam coğrafyasının yanı sıra bütün dünyada yankı uyandırdığını hatırlatan Saçıkara; “Bize gelen bilgilere göre Büyük Kudüs Mitingi. İsrail’den Amerika’ya, İngiltere’den, Polonya’ya, Hindistan’dan Japonya’ya, Malezya’dan Endonezya’ya kadar yüzlerce farklı dış basında yer buldu.  Bu mitingin dünya kamuoyuna duyurulmasında önemli bir görev üstelenen medya organlarımıza, ulusal ve uluslararası haber ajanslarına da teşekkürü borç biliyorum.  Elbette her zaman olduğu gibi en büyük teşekkürü hak eden aziz milletimizdir.  Partili partisiz ayrımı yapmadan, ‘Kudüs hepimizin ortak davası, ortak sevdasıdır’ diyerek gemilerle, otobüslerle Anadolu’nun dört bir yanından Yenikapı meydanına koşan ve bir kez daha bütün dünyayı kendisine hayran bırakan aziz milletimizin her bir ferdine yürekten şükranlarımı sunuyorum. Elbette bu tarihi mitingin bence en önemli mesajlarından birisi;“kutuplaşmadan ve kutuplaştırmadan da bir duruş ortaya konulabileceğini göstermesi olmuştur. Uygun bir üslup ve uygun bir yaklaşım ortaya konulduğunda partisi düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun milletimizin tek vücut olabileceğini göstermiştir” diye konuştu.

Dağ fare doğurdu!

İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi’nin İstanbul’da dışişleri bakanları düzeyinde olağanüstü toplandığını hatırlatan Saçıkara sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Bu toplantıyı önemli ve olumlu bir adım olarak gördük. Somut sonuçların ortaya çıkmasını bekledik. Çünkü Milletimiz Pazar günü Kudüs konusundaki kararlılığını açıkça ortaya koydu.  Şimdi görev siyasi iradededir. Bundan sonra yapılması gereken, milletin iradesine ve talebine cevap vererek somut adımları atmaktır.  Ama maalesef her zaman olduğu gibi yine dağ fare doğurdu.  İİT zirvesinden çıka çıka İsrail’i kınama bildirisi çıktı.  Herhalde israil’i kınayan bildirilerin sayısı binleri bulmuştur. Birleşmiş Milletler bile 300’den fazla kınamış. Ama biz kınadıkça, İsrail haritasını genişletiyor. İşgal ve zulümlerini arttırıyor. Çünkü tarihi tecrübe göstermektedir ki; ‘İsrail bildiriden değil yaptırımdan anlar.’ İslam işbirliği teşkilatı da bu zulmü durduracak güç ve potansiyele sahip. Daha önce de söyledim. Dünyanın en zengin yeraltı kaynakları bu ülkelerde. Bu ülkelerin petrol ve doğalgaz rezervi toplam rezervin yüzde 60’ı. Dünyanın en zengin yer üstü kaynakları da bu ülkelerde. Bu ülkeler Dünyanın en genç ve dinamik nüfusuna sahip. En stratejik geçiş noktaları da bu ülkelerde. Eğer bu zirveden kınama yerine, somut yaptırımlar çıksaydı; örneğin, bu 57 ülke: ‘İşgalci politikalarını terk etmediği sürece İsrail ile tüm ekonomik, ticari ve diplomatik ilişkilerimizi askıya alıyoruz deseydi’ inanıyoruz ki bu çok daha etkili olurdu.”

Türkiye polemik siyasetine kurban ediliyor

Türkiye’nin birçok temel probleminin olduğuna vurgu yapan Saçıkara; “Efendim Merve Kavakçı nasıl büyükelçi olurmuş. Bu Dış işleri’nin geleneklerine aykırıymış. Başka? Müftülere nikâh kıyma yetkisi nasıl verilirmiş. Bu da laikliğe aykırıymış. Bizce ikisi de olur hem de bal gibi olur. Hahamlar Sinagog’da, papazlar Kilise’de kıyınca oluyor da, sıra müftülere gelince neden ortalık ayağa kalkıyor. Medeni kanuna göre, belediye başkanları nikâh kıyabiliyor. Belediye memurları kıyabiliyor. Muhtarlar kıyabiliyor. Dış temsilciliklerde elçiler, konsoloslar kıyabiliyor. Sıra müftülere gelince neden laiklik elden gitsin? Bu kalem kavgası siyasetidir. Bu tartışmaların toplumu germekten, kutuplaştırmaktan başka bir faydası yoktur” dedi.

Türkiye’nin sorunu evlilikler değil boşanmalardır!

“Türkiye’nin problemi nikâhı kimin kıydığı değil, aile kurumunun yaşadığı çatırdamadır” diyen Saçıkara şöyle devam etti: “Maalesef Türkiye’de Aile çöküyor. Bunu ben söylemiyorum, devletin resmi rakamları söylüyor. TÜİK’in verilerine göre; 2015’te her 100 evliliğe karşılık 21.86,  2016’da her 100 evliliğe karşı 21.22 boşanma olmuş. Oysa bundan 10 yıl önce, 2007 yılında boşanma oranı sadece 14.76. Türkiye’de son 10 yılda 1 milyon 151 bin 590 boşanma gerçekleşmiş.  Boşanma nedenlerinin ilk sıralarında ise ekonomik zorluklar var. Kredi kartı borçları var. Eğer illa bir şey konuşulacaksa, gelin bunu konuşalım, bunu tartışalım.  Aile kurumunu nasıl güçlendiririz, boşanmaları nasıl azaltırız, ailelerin ekonomik sorunlarını nasıl çözeriz buna kafa yoralım. Artık milletin nikahıyla, başörtüsüyle uğraşmayı bırakalım. İsteyen istediği yerde nikâhını kıydırsın.”

“Kavakçı Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edecektir”

Merve Kavakçı’nın da 28 Şubat sürecinde büyük haksızlıklara ve mağduriyetlere uğradığını hatırlatan Saçıkara, “Üzücü olan şu; 28 Şubat’ın üzerinden tam 20 yıl geçti. Ama hala Merve Kavakçı’nın başörtüsüyle uğraşılıyor. Oysa asıl olan kıyafet değil ehliyettir, liyakattir. İnşallah kendisi Malezya büyükelçisi olarak ülkemizi en iyi şekilde temsil edecektir. Buna inanıyor ve kendisine de yeni görevinde başarılar diliyoruz” diye konuştu.

Toplu sözleşmede Erbakan’ı örnek alın

Önceki gün başlayan Toplu Sözleşme Görüşmeleri’ne de değinen Saçıkara, bu müzakerelerin sadece memuru değil 7’den 77’e kadar herkesi ilgilendirdiğini belirtti. Ekonominin canlanmasının halkın alım gücünün artmasıyla mümkün olacağını kaydeden Saçıkara; “Peki durum ne? Bugün en düşük memur maaşı 2 bin 790 liraya.  Memur Sen’in en son yaptığı araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 4 bin 738 lira.  Yarı yarıya fark var. Memur maaşı, yoksulluk sınırının yarısı. Biz bu toplu sözleşmenin hakkaniyete uygun bir artışla sonuçlanmasını diliyoruz. ‘Efendim yapamayız, edemeyiz, ülkenin gerçekleri var.’ Bırakın bunları. Biz geçmişte yaptık oldu.  Bu konuda Hükümet’e Necmettin Erbakan’ı ve Refah yol hükümeti’ni örnek almalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü mutlu ve müreffeh bir Türkiye, ancak çalışanlarının alın terinin karşılığını aldığı bir ülke ile mümkün olacaktır. Her zaman olduğu gibi bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Çanakkale Hedef Gazetesi

Son Güncelleme: 03.08.2017 20:04
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol