“Kayıkçılığı bırak halk otobüslerine bak”

Konu ile ilgili açıklama yapan Umurbey Belediye Başkanı Sami Yavaş; “Hastane açılırsa yukarıda, Kipa’da inerler” Ömer Faruk Mutan” ‘Kipa’da indiririm’ diye tehditlerde bulunmak ,sosyal demokrat belediye başkanına açıkçası pek yakışmaz” Ülgür Gökhan, “Paydaşız ama paydaş olmayı ret ediyoruz. Yargıdayız, İnşallah yargı lehimize karar verir” Ömer Faruk Mutan, “Biz kendi kafamıza göre iş yapmıyoruz” Ülgür Gökhan, “Hiç olmazsa hastane bir vesile olurda Çanakkale’deki ulaşım sorununa ciddi bir neşter vurulur. Yoksa kısmi, bir takım menfaat dengeleri üzerinden sorunlar çözülmez” Ömer Faruk Mutan, “Niye böyle bir söz söylediğini anlamakta zorlanıyorum” Ülgür Gökhan. İstanbul'daki kayıkçılar üzerinden kültürümüze katılmış hoş deyim. Kayıkçı kavgası. Özlü deyişimizin hikayesi şöyledir. Eskiden İstanbul'da Eminönü - Karaköy arasında yolcu taşıyan kayıkçılar müşteri beklerken kendi aralarında kavgaya tutuşurmuş. Durup dururken çıkan kavgada sesler yükselir kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulmuş. Kavga çıkınca etraflarında toplanan halktan bazılarının kafasına kürekler iner, ama kürekler ne hikmetse kavga eden kürekçilerin hiçbirinin başına değmezmiş. Buraya kadar olanı kıyıdaki tablo. Bir de denizde kapışmaları varmış kayakçıların. Kayık denen meretlerin yapısı gereği suyun içinde her yanı ayrı oynar. Kavga etmek mümkün olmaz. Zamanının kayıkçıları da kendileri suya düşmemek için kavga ettiğin kişiyi kuvvetlice iteleyemezlermiş. Kibar kibar birbirlerini dürter, gayet sinirli olmalarına rağmen komik bir görüntü ortaya koyarlarmış. Ege ve İzmir'de her alanda benzerine sık rastlayabileceğimiz kayıkçı kavgası işte budur kavga varmış gibi bir görüntü ama sonucu sıfırdır. Evet sayın Çanakkale halkı ulaşım hizmeti halk için verilmesi gereken sosyal devlet ilkesinin bir temelidir. Bu hizmet yerel yönetimler tarafından çözülmelidir. İki CHP'li başkan arasındaki bu tartışmalar devam ede dursun bir de olayın asıl mağdur tarafları var” dedi.

“Kavgaları bırakın, ortak payda da buluşun”

“Mağdurların ilki kendi fedakarlıkları ile dişinden tırnağından artırdığı paraları halkımızın ulaşım sorununun çözümü için büyük maliyetleri üstlenip otobüs ve minibüsler satın alarak, çok da büyük kar oranı olmadan taşımacılık hizmetini yürütmeye çabalayan Çanakkale Belediyesi tarafından sürekli sıkıştırılan ağır para cezaları uygulanan, yine belediye tarafından şoförleri transfer edilerek belediye saflarına katılmış havuz sistemi adı altındaki ücret hak dağıtımını çok sayıda ulaşım esnafının (hat sahibi) bu işi bırakma sürecine yol açtığı, tüm bunlara rağmen bir şekilde taşımacılık hizmetini yürütmeye çalışan S.S.18 Nolu Taşıyıcılar Kooperatifidir” diyen Başkan Yavaş; “Maliyetlerinin artmasından dolayı Denetimli Halk Otobüsleri olmalarına rağmen lastik bakımsızlığı dahil çok konuda sıkıntıları olan kooperatif, adı denetimli olmasına rağmen acaba denetleniyor mu? Üstelik söz konusu sistemde çalışan araç sürücülerinin de uzun saatler mesai yapmaları olası kazalara da davetiye çıkaracak türden. Mağdurların diğeri de duraklarda bekletilen, okullarına gitmek isteyen öğrencisinden hastaneye tedavi olmaya gidecek olan yaşlısına kadar, belediyenin çok bilinmeyenli denklemlere dönmüş karmaşık hat güzergahları arasında boğulmuş, nereye nasıl gitmesi gerektiğini henüz öğrenememiş en sonunda kızıp kendi aracıyla trafiğe dökülerek ulaşım çilesine bir de trafik sıkışıklığı problemini harmanlayarak çözüm yolu arayan binlerce kişi. Tüm gelişmiş ülkelerde trafik probleminin çözümü için alınan tedbirler insanları toplu taşımaya teşvik ederken bizde durum ise tam tersine işlemekte. Kaldı ki iki belediye arasındaki sıkıntıların yarattığı kaos ortamı, AK Parti iktidarının Çanakkalelilere kazandırıp, kullanımına sunduğu güzelliklerin önüne geçiyor. Ben Sami Yavaş olarak diyorum ki bırakalım bu kavgaları da ortak payda da buluşup öğrencinin, hastanın, yaşlının yerine kendimizi koyarak bir hafta toplu taşımayla seyahat edelim. Eminim o zaman tartışmak yerine çözüm yolu ivedilikle bulunacaktır” diye konuştu.