Saçıkara; “Bylock hatasına düşmeyin!”

Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, haftalık basın toplantısında 15 temmuz darbe girişiminde yer aldıkları iddiasıyla müebbetle yargılanan Hava Harp Okulu öğrencileriyle ilgili hükümete ve yetkili makamlarına uyarılarda bulundu.

Saçıkara; “Bylock hatasına düşmeyin!”

Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, haftalık basın toplantısında 15 temmuz darbe girişiminde yer aldıkları iddiasıyla müebbetle yargılanan Hava Harp Okulu öğrencileriyle ilgili hükümete ve yetkili makamlarına uyarılarda bulundu.

11 Ocak 2018 Perşembe 14:14
Saçıkara; “Bylock hatasına düşmeyin!”

Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldıkları iddiasıyla yaklaşık 18 aydır tutuklu olan ve müebbetle yargılanan askeri öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesi çağrısı yaparak, “Hiçbir öğrenci ihtilal planlayamaz, ihtilalın komuta kademesinde yer alamaz. Bylock’ta düşülen hataya düşmemeye davet ediyorum” dedi.  İktidarın her şeyi KHK ile halletmeye çalıştığının altını çizen Saçıkara, “Bu yaklaşım bizi ciddi anlamda endişelendiriyor. Umarız iktidar uyum yasalarını da KHK ile çıkarmaz. Bu kendi kendine yaptığı en büyük kötülük olur. Böyle bir durumun söz konusu edilmesi demokrasiye en büyük darbe olur.  Bu arkadaşlar milli şefliği eleştirirken öbür taraftan kendileri milli şefliğe soyunuyorlar” diye konuştu.

Saadet Partisi İl Başkanı  Süleyman Saçıkara, haftalık olağan basın toplantısında önemli konuların altını çizdi.  Saadet Partisi’nin il binasında gerçekleşen basın toplantısına 15 Temmuz Darbe girişiminde yer aldıkları iddiasıyla müebbetle yargılanan Hava Harp Okulu öğrencilerinin ailelerinin de mağduriyetini dile getiren Saçıkara; “Türkiye’nin gündemiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Saçıkara, Hava Harp Okulu öğrencilerin müebbetle yargılamasına atıfta bulunarak, yetkililere “Bylock’ta düştüğünüz hataya tekrar düşmeyin” çağrısında bulundu.

Referanduma saygı bekliyorsanız anayasaya saygı gösterin

Saçıkara, konuşmasına basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü tebrik ederek başladı. Türkiye’nin hem basın özgürlüğü hem de gazetecilerin çalışma şartları bakımından istenen seviyede olmadığını hatırlatan Saçıkara, çalışma şartları ve basın özgürlüğü konusunda daha iyi günlerin gelmesi temennisinde bulundu. Türkiye’nin yoğun bir gündemle meşgul olduğunun altını çizen Saçıkara, TBMM’de görüşülmeye başlanan ‘uyum yasaları’nın önemli bir yer tuttuğunu da aktardı. Uyum yasalarının en geç 6 ay içerisinde çıkarılması gerektiğini hatırlatan Saçıkara, ancak bu yasaların henüz TBMM’ye sunulmadığını ifade etti. Uyum yasalarının zamanında TBMM’ye sunulmamasını eleştiren Saçıkara, “Bu doğru bir durum değil. Referandum sonuçlarına saygı duyulmasını bekleyen iktidar önce kendisi anayasaya saygı göstermek zorunda “ dedi.

Umarım uyum yasaları KHK ile çıkarılmaz

Saadet Partisi olarak ‘uyum yasaları’ üzerinde hassasiyetle durduklarını vurgulayan Saçıkara şu tavsiyelerde bulundu; “Bu yasalar yapılırken; Kendi bekamızı değil, Türkiye’nin bekasını gözetmeliyiz. Siyasi hesap yaparak değil, milletin talep ve beklentileri dikkate alınarak bu yasalar çıkarılmalıdır. Hukuk devletinde keyfilik olmaz. OHAL ile bütün yasal kurumların etkisiz hale getirildiği hiçbir denetimin kalmadığı bir dönemde bu çok ama çok önem arz eder. İktidar her şeyi KHK ile halletmeye çalışıyor. Bu yaklaşım bizi ciddi anlamda endişelendiriyor. Umarız iktidar uyum yasalarını da KHK ile çıkarmaz. Bu kendi kendine yaptığı en büyük kötülük olur. Böyle bir durumun söz konusu edilmesi demokrasiye en büyük darbe olur.  Bu arkadaşlar milli şefliği eleştirirken öbür taraftan kendileri milli şefliğe soyunuyorlar.”

Endişemiz noter parası değil, demokrasiye engel çıkarılması

Saadet Partisi’nin ‘100 bin imza’ ile ilgili açıklamalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yanlış anlaşıldığına dikkat çeken Saçıkara; “Anlaşılan teklifimiz Cumhurbaşkanı tarafından yanlış anlaşılmış. Bu yüzden olsa gerek ki ‘100 bin imza bulamayacağını düşünenler, noter parasından çekinenler bu işe hiç girişmesinler’ bir cümle kullandı. Bizim 100 bin imza toplamak gibi ne bir tereddüdümüz ne de endişemiz kesinlikle yok. Değil 100 bin, inşallah biz  300 bin imza ile bu teklifi seçim kurullarına sunacağız. Bizim endişemiz noter parası değil, demokrasiye engel çıkarılmasıdır.  Seçme ve seçilme demokratik bir haktır. Devlet bütün düzenlemeleri bu hakkın önüne bir engel getirilmeden kullanılması için düzenlemeler yapar” dedi.

Demokratik hak ücrete tabi tutulamaz

Hiçbir şekilde aday gösterme hakkının bir ücrete tabi tutulamayacağına vurgu yapan Saçıkara, şöyle devam etti; “Hiçbir seçim kurulunda ‘şuaraya 10 tl koy sonra oyunu kullan’ denilemez. Şunu kimse diyemez; ‘Sen fakirsin geçimini sağlayamıyorsun bu kadar parayı bile gözden çıkaramıyorsan bu hakkı kullanamazsın.’ ‘notere git’ demek böyle bir engel çıkarmak demektir. Biz kesinlikle bunun karşısındayız.  Dertleri adil bir seçim olsun adil bir şekilde adaylar çıksın değil ki aday çıkmasıdır. Biz her zaman diyoruz; Korkunun ecele faydası yok.  Adaylar çıkar ve adil bir şekilde de yarışırlar, neticesinde de millet ne takdir ederse herkes ona uyar.”

Hangi engel konulursa konulsun aday çıkaracağız

Ciddi imtihanlardan geçtiklerini hatırlatan Saçıkara; “Biz Saadet Partisi olarak 5 genel seçim, 3 yerel seçime girdik.  2 kere de referanduma girdik. Gazze, Arakan, Kudüs için milyonluk mitingler yaptık. Bütün bunları da hazine yardımlarıyla, devletin kaynaklarıyla yapmadık. Milletimizin fedakarlıkları ve Saadet Partililerin dişinden tırnağından aktardıklarıyla yaptık.  Saadet Partisi hangi zorluk çıkarsa çıksın, hangi engel konulursa konulsun mutlaka bir aday gösterecek demokratik hakkını kullanacaktır. Sırf aday çıkarmak için değil seçimleri kazanmak için çıkaracaktır. Bunun da bilinmesinde fayda var” diye konuştu.

Hakkını kim ödeyecek?

Son dönemlerde yaşanan bazı gelişmelerin kendilerini endişelendirdiğini söyleyen  Saçıkara; “Bylock’tan dolayı on binlerce insan hapse atıldı. Ciddi bir teknik çalışmanın neticesinde aslında bu bylock’u icat edenlerin bilahare kendilerini korumak için yeni programlar geliştirdikleri anlaşıldı. Bunun farkına varıldığı için bizim İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Av. Mustafa Yaman serbest bırakıldı. Ama 175 gün hapiste yattıktan sonra dün de beraat etti. Böylece bu mesele açıklığa kavuşmuş oldu. Ama onun 175 gün hapiste yatmasının karşılığını kim ödeyecek? Biz inanmış insanlarız sadece diyebileceğimiz ‘biz size hakkımızı helal etmeyiz.’ Bu dünyada olmazsa öbür dünyada mutlaka hakkımı alırım. Mağdurların başka diyecek bir şeyleri yok” şeklinde konuştu.

‘Reis’in adamları’ adında gruplar kuruluyor!

‘Reis’in adamları’ adında bazı grupların kurulduğuna işaret eden Saçıkara şöyle devam etti; “Bu lakapla bizim Ali Aktaş’ı tehdit ediyorlar.  ‘Geleceğiz canını okuyacağız.’ Bunun cumhurbaşkanı ile ne alakası var? Bylock cumhurbaşkanının kendisinin icat ettiği bir mesele mi? Buradan Hükümete ve yetkililer çağrıda bulunuyorum;  Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı derhal bu konuya eğilmeli. Türkiye bir eşkıya devleti değildir. Bunu yaparak Türkiye’yi bir kargaşaya sevk etmek istiyorlar. Bunun önüne geçecek olan da hükümettir.  Bu ekipler kimlerse mutlaka açığa çıkarılmasını talep ediyoruz. 11 bin 480 kişi bylock meselesinden dolayı serbest bırakıldı.  şimdi ise 30 bine yakın insanın aynı şekilde mağdur edilmiş olma ihtimali olduğu da ifade ediliyor. Ümit ediyoruz bu konular çok ciddi bir şekilde ele alınır ve mağduriyetler süratle giderilir.”

Bylock’ta zoka gibi askeri öğrenciler da mağdur edilmesin

Ordunun önce ETÖ ile şimdi ise FETÖ ile yıpratıldığına dikkat çeken Saçıkara; “15 Temmuz’daki kalkışmadan sonra cunta zihniyetiyle mücadele edilirken haksız mağduriyetlere sebep verecek yıpratmalardan mutlaka kaçınılmalıdır. Bugün aramızda bazı mağdur askeri öğrencilerin aileleri bu hususun canlı şahitleridir. Bylock zoka meselesinde olduğu gibi askeri öğrencilerimizin mağduriyetleri  henüz önlenemedi. Askeri öğrencilerin diğer öğrencilerden farklılıkları var her şeyden önce öğrenci bunlar. Henüz bir vazife, sorumluluk üstlenmemişler. Sadece kendilerine verilen emirleri yerine getirmekle mükellefler. Bildiğimiz kadarıyla taşıdıkları silahlarda bile hiçbir zaman hakiki mermi bulunmuyor. Bu durumdaki gençleri adeta askeri kalkışmayı organize edenlermiş gibi muameleye tabi tutmaya kalkarsanız en büyük haksızlığı yaparsınız.  Bu öğrencilerin tek bildikleri şey ‘orduda emre itaat esasdır.’  Bu çocuklar şimdi darbeci olmakla suçlanıyor. 18 aya yakın içerde olan var. Devletten beklentimiz adil olunmalı. Hiç değilse suçları netleşene kadar tutuksuz yargılanmalı. Hiçbir öğrenci ihtilal planlayamaz, ihtilalın komuta kademesinde yer alamaz. Bu o kadar açık ki bundan dolayı da bunların dikkate alınması gerekir. Aynı şekilde astsubay meslek yüksek okulu öğrencileri de var. İş yok aş yok bir de üzerine fetöcü damgası yiyecekler” dedi.

Sayın Cumhurbaşkanı mağduriyetin ne olduğunu iyi bilir

Hükümeti ve yetkili makamları Bylockta düşülen hataya düşmemeye davet eden Saçıkara; “Mağdur olmayan insanlar mağdurların halini kolay kolay anlamaz. Ama Sayın cumhurbaşkanı mağduriyetin ne olduğunu iyi bilir. Bir an önce bu mağduriyetlerin giderilmesini temmeni ediyoruz. İktidara da muhalefete de sesleniyorum; Zor bir dönemden geçiyoruz. Görüşler farklı olabilir. Bu bölünmemize sebep olmamalı kin ve nefretten kimseye fayda gelmez. Üslup mutlaka yumuşamalı. Kutuplaşmadan süratle kaçınmalıyız. Kucaklaşmanın çaresini yolunu aramalıyız. Gelecek günlerden ümitliyiz. Umuyorum ki bu verdiğimiz mesaj yerine ulaşır. Gençlerimiz çocuklarımız en kısa zamanda ailelerine kavuşur” ifadelerini kullandı.

Çanakkale Hedef Gazetesi

Anahtar Kelimeler:
SüleymanSaçıkara
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol