Zeytin–Zeytinyağı Sektöründe Başarının Sırrı; Doğal Üretim, Doğru Pazarlama

İçinde bulunduğumuz hasat dönemi ve ekonomik faaliyetlerin başında gelmesi nedeniyle Çanakkale’nin en dikkat çeken ürünlerinden zeytin ve zeytinyağı konusunu mercek altına aldık.

Zeytin–Zeytinyağı Sektöründe Başarının Sırrı; Doğal Üretim, Doğru Pazarlama

İçinde bulunduğumuz hasat dönemi ve ekonomik faaliyetlerin başında gelmesi nedeniyle Çanakkale’nin en dikkat çeken ürünlerinden zeytin ve zeytinyağı konusunu mercek altına aldık.

12 Aralık 2017 Salı 09:10
Zeytin–Zeytinyağı Sektöründe Başarının Sırrı;  Doğal Üretim, Doğru Pazarlama

Sektörün geleceği, sorunları üzerine üreticiden tüketiciye adeta bir köprü görevini üstlenen, Çanakkale’nin en büyük zeytin–zeytinyağı üreticilerinden İlyada Zeytin & Zeytinyağı markasının kurucusu ve yöneticisi Sinan Erdoğan’a konuk olduk. Enine boyuna zeytini konuştuk. Şimdi o güzel ve keyifli sohbetten kısa pasajları sizlerle paylaşıyoruz.

Öncelikle bizleri işletmenizde bu yoğunluğununuz arasında kırmadığınız için okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz. Sinan Erdoğan kimdir? Sizi bir kez de sizden dinleyelim.

Sektörümüze ve bizlere olan duyarlılığınız için teşekkür ediyorum. Sizlerle sohbet etmekten son derece memnunum. Ben 1974 Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’ne bağlı Bademli Köyü doğumluyum. Zeytin, zeytinyağı ailemden gelen bize miras kalan bir aile geleneği.1954 yılında dedem zeytinyağı fabrikası kurmuş, Ayvacık Bademli Köyü sahiline ve böylelikle biz aile olarak oradan zeytin - zeytinyağı ile tanışmışız. Ben kendim bizzat Sinan Erdoğan olarak Ezine, Ayvacık  yöresinde 1995 yılından bu yana bu işle uğraşıyorum, faaliyet gösteriyorum.

 Zeytin- Zeytinyağından aile geleneği olarak bahsettiniz. 1954 yılında kurulan bir fabrikamız var dediniz. O fabrika şu anda ne durumda çalışıyor mu aktif olarak?

Bademli köyündeki fabrika 1954 yılında kurulurken orada ulaşım ve elektrik olmadığı için deniz kenarına kurulmuş.  Ulaşımı denizden sağlamak, buraya gelecek hasat zeytinleri daha kolay hemen zeytinyağına dönüştürülebilmesi amacıyla. Fabrika, 1987 yılına kadar çalıştı ve o yılından sonra bir süre atıl durumda kaldı. Şu anda o fabrikayı biz restore edip, küçük bir butik otel haline getirdik. Markamız olan İlyada’yı tarihi zeytinyağı fabrikamızda İlyada Butik Otel ismiyle yaşatıyoruz.

Sinan Bey,  aile geleneğini sürdürmeniz nasıl bir duygu? Yani aileden zeytin, zeytinyağı işi yapıyorsunuz. Sonra kendiniz bu işi meslek ediniyorsunuz ve markalar yaratıyorsunuz, devam ettiriyorsunuz. Bu nasıl bir duygu, size ne hissettiriyor?

Şöyle söyleyeyim, zaten zeytin ve zeytinyağının içinde büyüdük, çocukluğumuz zeytin tarlalarında geçti tabiri caizse. Bu işte faaliyet göstermek, uğraşmak beni aşırı derecede mutlu ediyor, memnun ediyor. Çok severek yapıyorum ben işimi. Yani sevmesem inanın zaten şu yoğunluk, şu tempoya dayanabilmek gerçekten inanılmaz zor. Zeytini - zeytinyağını seviyorum. Üreticimizle birlikte bu muhteşem bitkiyle uğraşarak insanlara kaliteli ürünler sunmayı seviyorum. Ürettiğimiz, tüketime hazır hale getirdiğimiz zeytin ve ürünlerini tüm ülkeye tanıtmayı, pazarlamayı güzel sofralara sunmayı kendimize ilke edindik.

İlyada Zeytin/Zeytinyağı markası Türkiye’de birçok ilde tüketiliyor, tedarik ediliyor. Markanız seviliyor, sevilerek tüketiliyor. Ayrıca ürünleriniz için yurtdışından fazlaca talep olduğunu duyduk. Ulusal ve yerel bazda tüketicilerinizin de fazlaca bunu merak ettiğini düşünüyoruz. İlyada Zeytin–Zeytinyağı markasının ortaya çıkış serüveni nedir?

Biz aileden herhangi başka ticari faaliyet yada başka bir ürün görmedik. Sürekli zeytinyağı ile ilgili uğraştık. Onunla iç içe büyüdük yetiştik. Ailecek oradan ekmeğimizi çıkarttık, hayatımızın devamlılığını sağladık. Ezine'ye geldikten ve bizzat şahsım adına bu işi yapmaya başladıktan sonra tabii o dönemde bizim bir markamız yoktu. İsmimle devam ettiriyordum. Daha sonra bir marka ile pazarlama yapmanın doğru olduğuna karar verdik. İlyada markasını tescil ettirdik. Markayı da Homeros’un İlyada ve Odesa destanlarından, esinlenip bu markayı tescil ettirdik. İlyada yaklaşık onbeş senedir bizim tescilli markamız. Her zaman bu markamızı daha da ileri götürmeye daha da ileri taşımaya tüm Türkiye'ye ve ardından dış pazara tanıtmak için çaba sarf ediyoruz.

İlyada Zeytin-Zeytinyağı'nın hedefi nedir? Bundan sonra kendinizi Türkiye ve Dünya pazarında nerede görmek istiyorsunuz?

Bundan sonraki hedeflerimiz sıralarsak, İlyada Zeytin ve Zeytinyağı'nı güzel şekilde sofralara aynı lezzetle uzun yıllar tüketicilerimize sunabilmek. İlk hedefimiz budur. Ana prensibimiz kaliteye önem vermek bizim. Bu hiçbir zaman değişmez.  Ardından da Türkiye pazarında giremediğimiz illerde, İlyada Zeytin - Zeytinyağı'nı satabilmek, sofralara özenle sunabilmek. Ardından kendimize bir yurtdışı hedefi koyabiliriz. Şu anda yurtdışından talepler geliyor ama biz henüz daha yurtdışıyla ilgili ihracat konusunda firma olarak bir çalışma yapmadık. Şunu da belirteyim, ihracat ürünler kayıtlı ürünler yaptık, başka firmalar için üretim gerçekleştirdik, teslim ettik ama bizzat kendimiz ihracat yapmadık. Onun için bir süre daha beklememiz lazım. Kendimizi tam hazır hissetmiyoruz ona. Ayrıca biz önce ülkemize, kendi vatandaşlarımıza kaliteli doğal zeytin ürünleri üretmeyi hedefliyoruz. 

Aile geleneği dediniz,  hemen bunun ardından bir şey daha sormak istiyoruz. Size bu bölgede "Yağcı Sinan" ismiyle hitap ediyorlar, öyle biliyorlar. İsminizle özdeşleşmiş adeta zeytin – zeytinyağı faaliyetleriniz.  Acaba sizden sonraki nesil, kendi yetiştirdiğiniz çocuklarınız bu işi devam ettirecekler mi? İlyada markasını gelecek kuşaklara, nesillere taşıyacaklar mı?

Allah ömür verirse üç evladım var.  İki oğlum bir kızım var. Tabii ki onların da bu işe devam etmelerini ve daha da ileriye taşımalarını çok isterim. Onun içinde kendilerini eğitiyorum, yetiştiriyorum. Bir yandan okullarına devam ediyorlar, bir yandan da boş zamanlarında yanımızda işin ve ticaretin inceliklerini öğreniyorlar. Umut ediyorum ki; onlarda bizim bulunduğumuz konumdan yada bulunduğumuz pazardan çok daha ileriye taşıyacaklarına inanıyorum. Beklentilerim bu doğrultuda.

Çanakkale, zeytin ürünleri ve zeytinyağı denildiği zaman en meşhur yerlerden birisi. Sizce bu bölgenin zeytinini bu kadar özel yapan şey sizce nedir? Yani Çanakkale bölgesinin zeytini neden özeldir?

Bu bölgenin zeytinini özel yapan birkaç tane unsur var. Mesela onlardan bir tanesi bölgemizin iklimsel yapısı, toprak yapısıdır. Bunun yanı sıra zeytinin cinsi ve bu zeytinlerin natural olması doğal olması yollarla üretilmesidir. Doğal yöntemlerle de işlendikten sonra gerek zeytinin gerek zeytinyağının tüketiciye sunulmasıdır.  Bunlar ön plana çıkan konular. Bunun dışında tabiiki bir çok şeyin etkisi var. Ayrıca doğal üretimin yanısıra bizim burada özenle hazırlamamız ve sofralara sunmamızdır. Kesinlikle kendi işletmelerimde kimyasal kullanmıyoruz. Zeytinyağına gelince: bizim yöremizin zeytin cinsi Edremit/Ayvalık diye adlandırılan zeytin türüdür. Zaten bu cinsin en önemli önceliklerinden bir tanesi de zeytinyağının kaliteli oluşudur. Daha meyvemsi, daha aroması bol ve daha ince olması ön plana çıkıyor diyebiliriz. 

Çanakkale bölgesindeki zeytin, zeytinyağı sektörünün bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecekte nasıl olmalı? Sizce bu konu ile ilgili neler yapılmalı?

Güzel bir soru, hem de uzun bir soru ama bende uzatmadan cevabını vereyim. Çanakkale yöresindeki zeytin, zeytinyağı zaten Türkiye'de de kalitesi bilinen ve kabul gören bir bölgedir. Bu bölgede; üreticimizden yani köylümüzden,  çiftçimizden başlayarak, bu işin ticaretini yapan ve tüketiciye kadar götüren herkesin bir özen göstermesi lazım.  Daha ilk başta üreticinin dalından toplarken dikkatli olması lazım. Daha natural (doğal)  ürün üretmeye çalışması önemlidir. Çiftçi ürününü hasat ederken,  bizler zeytinyağına dönüştürürken benzeri işlemlerde hep aynı itinayla hazırlaması lazım. Bizim de bu ürüne saygı gösterip, aynı şekilde özenle hazırlayıp pazara sunmamız gerekeiyor. Tüketicinin üzerine düşende bir zeytin ürünü alırken seçici olması gerekiyor. Yani daha çok kaliteye ve lezzete önem vermesi lazım. Bizim tüketicimize tavsiyem maliyetinden, fiyattan ziyade zeytinyağıyla ilgili daha çok kaliteye önem vermesi lazım. Ucuz zeytinyağını aramaması lazım. Yani ucuza alıp tüketmek  risk taşıyor zeytinyağında. Bir de son olarak şunu söyleyeyim, zeytinyağında kesinlikle ve kesinlikle markalı zeytinyağını almalarını tavsiye ediyorum. Üretim izinli, kalitesi belgeli ve markalı zeytinyağı almalarını tavsiye ediyorum. Yoksa onun dışında sıkıntıyla karşılaşabilirler, gerçek bir zeytinyağı tüketemeyebilirler.

Çanakkale gıda anlamında sürekli bir üretimin olduğu yer. Sadece zeytin, zeytinyağı dışında peynir gibi kendine özgü ürünleri var. Sizce Çanakkale üreticisi ve ürünleri Türkiye genelinde yeterince tanıtılıyor mu? Ürünlerin tanıtımı için neler yapılmalı?

Çanakkale'nin ürünleri aslına bakarsanız farklı ortamlarda tanıtılıyor. Türkiye genelinde ulusal markalar, Çanakkale'den gerek zeytin gerek zeytinyağlarını, diğer ürünlerini tedarik ediyorlar. Ulusal markalar buradan tedarik ettikleri ürünleri kendi markalarıyla tüm ülkeye veya yurt dışına pazarlıyorlar. Bunun daha iyi bir hale getirilmesi için çiftçimizin sistemli olması, bilinçli olması lazım. Bilinçli şekilde üretim yapmaları, bilinçli bir şekilde ilaçlama, gübreleme yapıp aynı özenle de hasat yapmaları lazım. İlk önce çiftçiden başlamamız lazım. Ardından biz bu işin ticaretini yapanlar, zeytine ve zeytinyağına, süt ve ürünlerine aynı saygıyı, aynı özeni göstermemiz lazım. Bu yolculuk esnasında; üretim, paketleme ve pazara sunum arasında kaliteli üretim ve tanıtım çalışmalarını hızlandırmamız gerekiyor.

Çanakkale'ye özgü lezzetler üreticiden alınarak, ülkemiz ve dünya pazarına direkt pazarlanabilir. Bu noktada devletin yada bu konuyla ilgili kuruluşların ne gibi önlemler alması gerekir? Çiftçiye yönelik ne yapılması gerekir?

Bizi desteklemesi gereken kurumların başında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı geliyor. Bağlı olarak Tarım il müdürlükleri, Tarım İlçe Müdürlükleri ilk sırada geliyor. Onların ilk önce ürünün doğduğu yer çiftçiyi, bilinçlendirmeleri, çiftçiyi desteklemeleri lazım. Daha sonra bizleri desteklemeleri lazım. Devletimizden, ilgili kuruluşlarımızdan beklentilerimizin başında, kendi sektörüm için konuşayım, piyasada zeytinyağı adı altında satılan yağları denetlemeleri lazım. Biraz daha bu konunun üzerine eğilmelerini onlardan talep ediyoruz. Sizlere bir kez daha sektörümüze olan ilginiz ve ince düşünceniz için üreticilerimiz adına teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.

Çanakkale Hedef Gazetesi

Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol