KAFAYI YEMEK

“Kafayı yemek” gündelik yaşamımızda sıkça kullandığımız bir deyim. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde “aşırı yorgunluktan bunalıma düşmek” olarak tanımlanıyor. Gündelik kullanımı da bu ve bunun gibi bir şey, kısacası depresyona girmek daha ağırı çıldırmak. Atasözleri ve deyimlerin halkın ferasetinden doğduğunu düşünürüm. Hepsinde bir gerçeklik payı vardır. Belki de bilimsel olarak bile ispatlanabilecek yönleri bulunur. “Kafayı yemek deyiminin altında bir gerçeklik payı bulunur mu?” diye düşünmüşümdür. Gerçek anlamıyla bakıldığında oturup afiyetle yediğimiz bir şey yok aslında.

Tesadüf bu ya, birkaç gün önce ulusal bir televizyon kanalında Prof. Dr. Ali Demirsoy ve Dr. Oktay Erbaş’ın beyin ve beynin gelişimi ile ilgili çok ilginç bir programına denk geldim. Beyin ilginç bir organ, yaşamda kalmamızı, düşünmemizi, karar vermemizi sağlayan; belki de bizi insan yapan en önemli organ. Doğru kararlar verebilmemizden, sağlıklı bir birey ve buradan da sağlıklı bir toplum olabilmemize kadar bireysel ve sosyal her şeyimizi ona borçluyuz sanırım.

Şöyle etrafımıza bir göz atarsak göreceğimiz şeyler; belki de bizi üzecek, düşündürecek. Kimi zaman insanlığımızdan utandıracak. Bireylerin cinnetlerinin topluma yayıldığını görmek belki de hepimizi telaşlandıracak. Artan terör ve nefret, trafikte yol veremeyene sıkılan kurşunlar, hayvana, kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve istismar olayları; iş yerlerinde, siyasette sosyal hayatta haksız ve ahlâksız ilişki ve rekabet; ekonomik çöküş, işsizlik, aile bütünlüğünün bozuluşu… Tüm bunların karşısında susan, kabullenen, içine kapanan, tepkisizleşen, tepki vermeye çalışsa da bunu insanca veremeyen bireylerin oluşturduğu toplum.

Depresyon teriminin Türkçe karşılığı bunalım. Demirsoy ve Erbaş’ın sohbeti depresyona, beyin ve depresyonun ilişkisine geldi. Depresyonun sebebi stres olarak tanımlanıyor ve stres de bedene yüklenmiş her türlü fiziksel ve psikolojik yük. İnsan beyni, limbik sistem ve onun etrafını saran serebral korteks denen gri hücreler tabakasından oluşuyor. Limbik sistem, beyin sapıyla ön beyin arasında yer alan, güdüsel davranışların organizasyonu (yeme-içme, cinsellik), korku, kızgınlık, öfke gibi heyecan yaşantıları, saldırma- kaçma veya hafıza gibi faaliyetlerle ilişkisi bulunan, birbirine bağlı yarım düzine yapıdan oluşan nöron ağlarına verilen ad. Yani kısacası birincil ihtiyaçlarımız ya da hayvanî davranışlarımızı örgütleyen sistem.

Bizi insan yapansa serebral korteks. Duyusal bilginin duygularla ilişkili olarak işlenmesi, düşünme, dil, mantık yürütme, algı, bellek gibi karmaşık davranışların gerçekleştiği yer. Özellikle ön lob denen bölümü, geleceği planlama, akıl yürütme, problem çözme, konuşma, hareketin kontrolü, dikkat, soyut düşünme yaratıcı düşünce, karar verme ve en önemlisi kişiliğin oluştuğu yer.

Erbaş’ın verdiği bilimsel araştırma bilgilerine göre stresli ortamda büyüyen ya da stresli ortamlarda yaşayan bireylerin gri hücreleri hızla ölüyor. İnsanca düşünme ve karar verme yetenekleri ve zekâ puanları aynı oranda azalıyor. İş yerinde sürekli mobinge maruz bırakılan, sokakta can güvenliği konusunda kaygı duyan, ekonomik durumu sürekli olumsuzlaşan, gelecek garantisi olmayan birey, stresle yüklendikçe gri hücrelerini kaybediyor. Geriye limbik sistem kalıyor. Tepkisizleşen, düşünemeyen, karar veremeyen ve hatta kendisine yüklenen stresleri fark edemeyen bir birey olarak hayvanî tepkiler vermeye başlıyor. Kaç-savaş ikilemi içinde ya kaçıyor ya da saldırganlaşıyor. Bir nevi mankurtlaşıyor.

Her gün birçoğumuz toplumun bunca olumsuzluk karşısında neden tepki göstermediğini, neden uyanamadığını soruyoruz. Ülkece içinde bulunduğumuz bunalımın farkında olan birkaç sağlıklı adamı neden dinlemediğimizi merak ediyoruz. Cevap çok basit: Birileri korteksimizi inceltiyor, zekâ ve tepkilerimizi körleştiriyor. Kısacası birileri bize “kafayı yedirtiyor” ve hepimiz “kafayı yiyoruz”, sadece hayatta kalmak için yeme, içme, barınma, cinsellik gibi güdülerimizi kontrol edebiliyoruz.

Ferasetli milletim, yine taşı gediğine koymuş.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol