Adalet Bakanımız, çalışkan ve başarılı bir siyaset adamı. Olayları yakinen takip edip elinden geldiği kadar çözümler üretmek konusunda, adil davranan bir şahsiyetti. Ben bu yazımda direkt konuya gireceğim. Ülkemizin çeşitli yerlerinde Varlık Şirketleri, değişik isimler altında faaliyet gösteren hukuk büroları:

     Eskiden avukatlık mesleğinin, toplum nezdinde çok büyük önemi vardı. Şimdi ise yavaş yavaş bu özelliklerinden uzaklaşmaya başlayan hukukçulardan birkaç kişi veya daha fazlası bir araya gelip şirketler oluşturdular. Buraya kadar her şey normal görünüyor. Ancak şimdiki avukatların %80 ine yakını icra ve boşanma davaları alıyorlar. Herhalde burada para kazanmak daha kolay. Yasal olarak bakıldığında yadırganacak bir şey görünmüyor:

     Ancak işin içyüzünü gün yüzüne çıkartırsak hukukla örtüşmeyen çok çirkin olaylarla karşılaşırız veya karşı karşıya gelirsiniz. Şöyle ki herhangi bir bankaya veya bir ticarethaneye borcunuz var. Bunlar da yaşamın içinde, doğal olarak karşılanacak durumlardır.

     Bazı nedenlerle verdiğimiz, verdiğiniz senetler ödenme süresinde çoğu kez ödenemiyor. Paranın veya herhangi bir gayrimenkulün olmamasına karşın sıkıntılı günlerle baş başa kalıyorsunuz. Hukukçudan size ihtar yazısı veya icra tebligatı belli zaman içinde geliyor. Bunlar normal olarak yapılan hukuki yaptırımlardır. Ancak bazı hukuk büroları ve mensupları bu yolun dışında, uygulamalarla borçluyu psikolojik baskı altına almak için elinden geleni yapıyor.

     Bizim ve sizlerin bile tanımadığınız bir dostunuzu, akrabanızı veya yakın gördüklerinizi telefonla arayarak bu borç sizi de ilgilendiriyor. Bunu hemen ödemeniz gerekmektedir. Ayrıca saçma sapan mesajlar atarak sizleri ve yakınlarınızı tedirgin etmeyi kendilerine şiar edinmişlerdir.(Terör örgütleri veya telefon dolandırıcıların yaptığı şantajların bir benzeri gibi.)Çoğu kez de bu yöntemleriyle bu baskılarıyla kendilerince başarılı oluyorlar. Bunlara Avukat değil halk arasındaki tabiriyle ABU-KAT diyoruz. Bu tür kuruluşları hemen savcılığa vermek en doğru yöntem. Çünkü mesaj veya telefonlarında (tazyik hapsiniz onaylandı, polislerle ve savcılarla gelip sizleri tutuklayacağız cümlesini de çok sık kullanıyorlar.) Hukukta böyle bir şeyin olmadığını ben çok iyi biliyorum. Tereddüt ettiğim konu ise yasalar değişti de benim veya bizim mi haberimiz yok diye endişeye kapılmıyor değilim.    

     Sayın Adalet Bakanımız bu hukuk büroları ile ilgili iki ismi savcılığa verdiğim için yazmakta bir sıkıntı görmüyorum. (Tuna Hukuk, Başaran Hukuk V.S) Diğer hukuk bürolarının da yüzbinleri ve milyonları mağdur ettiğini sanıyorum. Sizlere iletmediler veya bilginiz yok. Adil bir Adalet Bakanı olarak bu konuyu ele alıp çözüme kavuşturmanızı acilen bekliyoruz. Hiç şüphemiz yok ki bu yanlışlar düzeltilip gerçek hukukçuların ülkemizde çalışacakları kanaati bende hiçbir zaman yok olmayacaktır.

     Saygılarımı sunarken bu yazımın esas mahiyetinin sizler tarafından ele alınıp mağdur insanlarımız da sayenizde rahat edecektir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol