AİDS (HIV)  cinsel yolla bulaşan enfeksiyon hastalıkları arasında Türkiye’de en hızlı artış gösterenler arasındadır.  Hatta tüm Avrupa bölgesi ülkeler arasında ikinci en hızlı artış oranı Türkiye’dedir. Durum böyle olunca birkaç soru ile HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara kısaca göz atmak gereklidir.

1-AİDS veya HIV nedir? Bulaş yolları nasıldır? Öldürücü müdür?

Bir viral hastalıktır ve tüm bağışıklık sistemini etkileyerek kişinin tüm enfeksiyonlara duyarlı hale gelmesini sağlar. En sık bilinen bulaş yolu korunmasız cinsel aktivitede bulunmaktır; bunun dışında enfekte kan bulaşı olan her işlemde hem teorik hem de pratikte virüsün bulaştığını görmekteyiz. Örneğin gerekli aşamalardan geçmemiş diş tedavi ekipmanları, berber/kuaförde kullanılan kesici aletler, piercing-dövme gibi işlemlerde kullanılan delici ekipmanlar da bu virüsü pek ala bulaştırır. Bu hastalığın en korkunç tarafı ise erken dönemde tanı konulup tedaviye başlanmaz ise ölüme yol açmasıdır.

        2-AİDS Türkiye’de ve bölgemizde ne sıklıkta görülüyor?

Aslında rakamsal olarak bakıldığında toplamda Türkiye’de 13-14bin AİDS hastası bulunmaktadır. Ancak tehlikeli ve garip olan yıllık artışın özellikle son beş yıl içersinde anormal artış ile yılda 700-900 yeni olguya kadar çıkmasıdır. Bu rakamın beş yıl önce yılda 300 yeni olgu olduğunu da ayrıca unutmamak gerekir. Bölgemizde ise yılda 1-2 yeni vaka görülmektedir.

       3- AİDS’te erken tanı için ne yapmak lazım?

Erken tanı için halk arasında da yaygın bilinen ELISA testi yeterlidir. Test pozitifliği tek başına tanı için yeterli değildir. Çünkü yanlış pozitifliği sık görülebilir. Özellikle kan yağları yüksek hastalarda ve gebelikte yanlış pozitiflik görülür. Testin bir kez pozitif olması da yeterli değildir. En az iki farklı günde alınan kan örneğinde pozitiflik durumunda; testin doğrulaması yapılır. Doğrulama da pozitif olan hastalarda tedaviye başlanmalıdır.

       4-AİDS tedavisi ve aşısı var mıdır?

Tedavi aşamasında yaygın kullanılan ilaçların temini ve geri ödemesinde sıkıntı yoktur. Hastalara çoğunlukla şeker ya da yüksek tansiyon tanısı konulmuş gibi ömür boyu kullanacakları ilaçlar başlanmaktadır. Aşısı şu anda yoktur.

      5-AİDS ile diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların ilişkisi var mıdır?

Dolaylı bir ilişki var. Çünkü korunmasız cinsel aktivite tıpkı sigara gibi bir alışkanlık hatta bağımlılık potansiyeli olan bir davranış modelidir. Biri varsa diğerinin olmaması için sebep yok diyebiliriz. Sık görülen yakınlıklar ile genital siğil, sifiliz, tekrarlayan mantar  ve bel soğukluğu sayılabilir.

     6- AİDS’ten ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan  korunmak için ne yapmak lazım?

Buradaki asıl temel kural tek eşliliktir. Çünkü çok eşlilik ve yaşanılan aktivitenin sıra dışılığı (fantezi) arttıkça AİDS ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarda artış olmaktadır. Alkol ve keyif verici madde kullanımı ise korunmasız cinsel teması arttıran diğer önemli faktörlerdendir.

Korunmak için bariyer yöntem  (kondom =prezervatif ) kullanılması asıl strateji olmalıdır. Burada diğer önemli soru geliyor ki; öpüşme ile bulaşır mı? Aslında öpüşmenin şekline göre değişir. Burada asıl önemli olan kan veya sıvı temasıdır. Diğer cinsel aktiviteler ile bulaşır mı? Kesinlikle evet. Okşama-tokalaşma hariç her türlü cinsel temasta bulaş riski vardır. Ama bulaş riski hiçbir zaman homoseksüel erkek temas kadar yüksek değildir.

       7-Türkiye’de AİDS dışında korunmasız cinsel aktivite ile bulaşan hangi enfeksiyonlar sık görülür?

Hepatit B ve Sifiliz bunlardan en sık görülenlerdir. Bu ikisini genital siğil (warts) veya HPV (insan papilloma virüs)   takip eder. Hepatit B rutin aşılaması uzun zamandır (1996) yapılan bir hastalıktır. Bu tarihten önce doğanlara test yapılarak aşılanması gereklidir. Sifiliz cinsel yolla bulaşan hastalıklar içinde en sinsi olandır denilebilir. Çünkü üç farklı evrede karşımıza çıkar. Hastalar çoğunlukla ağrısız genital yara döneminde uygun tedavi almaz ise ilerleyen yıllarda sessiz döneme geçer ve ciddi organ (kemik, beyin, karaciğer, cilt) tutulumları görülebilir. Aşısı yoktur. Tanı anında uygun tedavi ile bu durumlardan kurtulmak mümkündür. Genital siğilde cilt dışında iç genital organ tutulumu araştırılmalıdır. Çünkü rahim ağzı kanseri ile direkt ilişkilidir. Tanı görsel olarak konulur. Tedavi ise lezyonun yerine göre değişmektedir. Dondurma veya yakma ya da cerrahi olarak temizlenme gerekebilir. Son yıllarda bazı özel lazer tiplerinin ciltteki lezyonlarda sonuçları oldukça iyidir. HPV’nin aşısı uzun zamandır tüm dünyada ve ülkemizde mevcuttur.

Herkes için sağlıklı günler.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol