UEFA Elit A Lisans sahibi bir Antrenör olarak benim, bir Futbol kulübün de görev alabilme şansı, (Siyaseten değerli bir ağabeyimiz yoksa)
TFF, nin hazırladığı,teknik adamların çalışma esasları, eğitim ve sınıflandırma talimatı ile düzenlenmektedir…
Düzenlemek eyleminin bir Müzik terimi olarak karşılığı ‘’Aranjman’’ olarak kulağa hoş gelse de,
Türkçemiz deki asıl karşılığı ayarlama, bir olayın seyir veya gelişimini kontrol altında tutma, adaptasyon anlamına geliyor..
Düzenleyen kişiye veya kuruma, ""Düzenbaz’’ deniyor mu onu bilemiyorum!!
Ama, keşke federasyonumuz çalışma alanımıza bir ''DÜZENLEME yapmasaydı diyorum...
2005 yılın da aldığımız,A lisans Antrenör belgesiyle ( daha sonra güncellemeyle adı’’ UEFA A Lisans’’ oldu) Süper lig de yardımcı , diğer bütün ligler de, teknik adam olarak çalışabiliyorduk..
Daha sonra TFF ve Direktörlerinin ‘’ARANJMANLARIYLA’’,Önceden kazanılmış hakkımız çöpe atılıp bu ligler deki çalışma yetkilerimiz elimizden alındı…
Artık Profesyonel futbol takımlarda çalışabilmek için sadece PRO LİSANS sahibi olmak gerekiyor..
Haliyle benim gibi bir çok meslektaşım bu durumdan dolayı, büyük bir mağduriyet yaşadık..
Yapılan düzenlemelere büyük tepki göstersek de ''Düzenleme'' ,Türk dil kurumundaki kelime anlamı Adaptasyon olarak yerini aldı..
Futbol Federasyonunda her yıl yeni bir düzenlemeye imza atılıyor..
Ne Aranjman ama değil mi?
Asıl görevi;
Türk Futboluna yön vermek,
Ülke futbolunun, bilimsel yöntemlerle,gelişmesini sağlamak,
Futbolun dinamikleri arasındaki adaleti sağlamak,
Türk Antrenörüne çalışabilecek imkanlar sağlamak, olması gerekirken,
Kazanılmış haklarımızı Aranjmane etmeyi tercih etti federasyonumuz..
Yüzlerce Antrenörün haklarını,hiçe sayıp, Aranjmane etmekten rahatsızlık duymayan federasyonumuz,
Milli takım oyuncularına, yüksek miktarda verilen primleri savunmaktan da, geri kalmadı..
Konuyla ilgili yaptığı açıklama ise pişkin bir tavırla,
Milli futbolculara verilen primlerin, milletin cebinden değilde,
TFF nin ''kendi imkanlarıyla kazadığı kaynaktan aktarıldı'' diyebilecek kadar nezaketten uzak kalabildi..
Ne de olsa Özerk bir kurum..
''Keyfi davranıyoruz kime ne'' demek olmuyor mu biraz?
Federasyonun kazancını, ''vergi vermeme'' lüksüne sahip, milyon euro'lara imza atan,futbolculara, yüz binlerce euro prim vermek yerine,
Türk Futbolunun geleceği olan çocuklarımıza modern altyapı tesisleri olarak kazandırmayı tercih edebilirdi aslında..
Bu duruma Devletimizin bakanlık,kurum ve kuruluşlarının, tepkisizliği ve sessizliği de çok ilginç, ve bir o kadar manidardır..
Futbol Federasyonunun görevde kalabilme ve varlığını sürdürebilmesi için, milli futbol takımının başarısının gerekliliği tartışılmaz bir gerçektir..
Peki yaklaşık 500 milyon dolarlık bir bütçeye sahip olan Futbol federasyonumuz başarılı mı?
Milli formayı giymenin karşılığı sadece ŞEREF ve GURUR olmalıyken, Yüz binlerce prim havada uçuşuyorsa,
Konuşmaya gelince, her sözünde, milliyetciliği ağzından düşürmeyen ama, iş görevden ayrılmaya gelince milyon dolar tazminat talep edenlerin çalışıyorsa,
Karşılığında ise hiç bir sportif başarı elde edilemiyorsa
Ve buna da kimsenin sesi çıkmıyor ise,
Bence bu Federasyon başarılıdır arkadaş..
Helal olsun Vesselam..
EYYYYYYY FEDERASYON..
( R.TAYYİP ERDOĞANIN, KEMAL KILIÇTAROĞLUNA seslendİği gibi)
Kendi Antrenörünün daha önce hakettiği çalışma haklarını elinden alan Federasyon..
Hatta, Akademi liglerini kaldırıp,yine birçok meslektaşımızı işinden eden Federasyon..
antrenörlerine bir sezon da en fazla iki sözleşme yapabilirsiniz şartı koyan Federasyon..
Allah aşkına, biraz da şu kulüplere, başkanlarına ve yöneticilerine düzenleme getirsene!!
KOYSANA kurallarını...
Hadi.. düzenleme GETİRSENE onlara...
YAPSANA Aranjmanlarını..
Yılda en fazla iki antrenör ile sözleşme yapabilirsiniz DESENE..
Bunu yapabilmek zor değilmi..
Evet zor.. Bende öyle düşünmüştüm...
Şaşırmadım nedense !!!
Nasıl antrenör haklarını Aranjmane edebiliyorsan, Kulüpleri de bir yaptırım uygulasana!
Yapamıyorsun değilmi!
Olmaz haklısın...
Hocayı göndermek gerekirse ne olacak kulübün hali dimi ?
Söyleyeyim çok basit aslında...
Hoca giderse!
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi yardımcıya ya da altyapı antrenörüne teslim edilecek takım.
Bir,iki maçlık değil, 2-3 aylık gerçek şanslar bulacaklar.
Bazıları bu dönemlerini iyi değerlendirip yoluna devam edecek muhtemelen.
Hadi ver bu şansı kendi antrenörüne...
Buna da GÖZÜN yemedi değilmi!!
Kulüpler gibi, bir de PRO lu abiler sorunsalı var çünkü..
Pasta bölünmesin!
Mevzu derin...
Aranjmane edilse varya, baş yapıt çıkar burdan..
Mübarek sanki, Viyana Filarmoni Orkestrası..
Neyse!
Biz Aranjmane olduğumuzla kalalım..
Dedik ki Federasyona;
---Madem verilmiş hakkımızı geri aldınız,
Bari çalışabilirlik nişanesi olan PRO LİSANS için bize’’ imkan sağlayın’’
Dediler‘’OLMAZ SIRAYLA’’alabilirsiniz..
Sıraya girsek, Nimet ablanın önündeki Piyango kuyruğu gibi oluruz..
---Dedik tamam sırayla olsun..
Dediler ‘’OLMAZ PUANINIZ’’ tutacak..
--- Dedik Antrenörlük kurslarındaki sıralama da kayırmacılık eğilimi var..
Dediler Milli takım oynamış oyuncular 2 yıl muaf..
---Ya arkadaş bizi milli takıma davet ettiniz de bizim gelmedik!
---Dedik PRO Lisans kurs ücreti çok yüksek..
Dediler Avrupa standartlarında..
---Dedik yılda bir kurs açıyorsun çok az..
Dediler ancak bu kadar..
---Dedik C lisanslı Antrenör 20 yılda ancak olur PRO yu..
Dediler Yok Yok Yok Yok..
---Dedik kayıtdışı Antrenörlük söz konusu..
Dediler Yok Yok Yok Yok..
Baktık ki iş olacak gibi değil..
Dedik..
---GARA GÖZÜN AY BALAM
O DEDI YOK YOK YOK YOK
---MENE GELSIN AY GADAN
O DEDI YOK YOK YOK YOK
---DEDİK İNSAF EYLE
O DEDİ YOK YOK YOK YOK
---DEDİK BİZE PRO LİSANS
DEDİ SİZE GÜLE GÜLE
SİZDEN YAR OLMAZ BİZE....
Aranjmane olan tüm meslektaşlarıma sevgilerimle..
Super kardeşim tebrik ederim seni