Tarihe meraklı olanlar antik dönemde bu coğrafyada geçen bir aşk hikâyesine muhakkak rastlamışlardır. Çanakkale boğazının iki yakasını birleştiren Hero ve Leandros’un hikâyesi şüphesiz ki bu hikâyeler arasında en tutkulu olanlardan biridir. Bu hafta sizlerle paylaşacağım hikâyeyi araştırmacı yazar Sunay Akın “Tuncay Terzihanesi” isimli kitabında yazmış ve birçok konuşmasında dile getirmişti.   

Efendim hikâyemiz milattan önce 7.yüzyılda Çanakkale’nin iki yakasını birbirine aşk ile bağlıyor. Hikâyemizin kahramanlarından Hero masmavi boğaz ile yemyeşil tepelerin ahenkle dizildiği Sestos kentinde yaşayan, güzelliği dillere destan bir rahibeymiş. Bölgenin en gelişmiş kentlerinden biri olan Sestos’ta(1) her yıl baharın gelişiyle tüm kentleri bir araya getiren şenlikler düzenlenirmiş. İşte böyle bir şenlik günü boğazın karşı kıyısındaki Abydos(2) kentinden gelen Leandros adında yakışıklı bir genç yanında getirdiği hediyelerini Afrodit’in şehrine sunduğu sırada güzelliği ile ışık saçan Hero’yu görmüş ve ona ilk görüşte âşık olmuş.  O gün Leandros Hero’yu saatlerce beklemiş ve en sonunda yanına giderek aşkını ilan etmiş fakat Hero’dan yanıt alamamış. Sonraki günler şenlik boyunca Leandros her gün Hero’nun yanına gelmiş ve tekrar tekrar aşkını ilan etmiş fakat Hero her seferinde tek kelime dahi etmiyormuş. Leandros Şenliklerin son günü yine Hero’nun yanına gelmiş ve bir kez daha ona çok âşık olduğunu söylemiş. Hero bu kez sessiz kalamamış kendisinin de onu sevdiğini fakat Afrodit’in şehrinde yaşadığını, bir köle tarafından gözetim altında tutulduğunu ve bu aşkın mümkün olmadığını söylemiş. Derken Sestos’taki şenlikler son bulmuş kent tüm ziyaretçilere kapanmış ve Leandros da Abydos kentine geri dönmüş. Dönmüş ama kalbi karşı kıyıda Hero’da kalmış. Leandros artık her gece Hellespontos’un(3) kıyısında Sestos kentinin ışıklarını izleyerek Hero’yu düşünür olmuş. Ve bir gece kalbindeki ateş, ruhuna sızmış ve atlamış boğazın serin sularına. Yüzmüş, yüzmüş, yüzmüş… Sestos kentinin kıyısında balıkçılar yolunu bulsun diye yakılan meşaleyi takip ederek saatlerce yüzmüş. Ve en sonunda kendisini kıyıda bekleyen Hero ile karşılaşmış. Aşkın gücü boğazın iki yakasını bir araya getirmiş. Leandros sonraki her gün Sestos kentini koruyan muhafızlara yakalanmadan boğazı yüzerek geçip Hero’nun yanına gelir olmuş. Fakat bir süre sonra güzel yaz günleri son bulmuş, Boreas(4)şiddetini artırmış, dalgalar serinlemiş, deniz yükselmiş. Her hikâye mutlu sonla bitmezmiş. Bir gün Leandros karşı kıyıya doğru yüzerken fırtına arttıkça artmış, dalgalar daha da aşılmaz bir hal almış. Sestos kıyısında yanan meşale şiddetli rüzgârdan sönerek boğazı karanlığa gömmüş. Leandros dalgaların arasında son nefesini vermiş. Kıyıda heyecanla Leandros’u bekleyen Hero, onun sahile vuran cansız bedeniyle karşılaşmış ve sevgilisine sarılarak hayatına son vermiş.

Bu aşk hikâyesi iki şehirde yaşayan insanları derinden etkilemiş, iki sevgiliyi boğazın kıyısında aynı mezara gömmüşler ve onlar için serin sulara renkli çiçekler bırakmışlar.

Aşkın coğrafyasında öyle katmerli aşk hikâyeleri yaşanmış ki bin bir çeşit efsaneye şahit olmuş birinin dahi ağzı açık kalır denirmiş. Ne mutlu ki son yıllarda işte böyle hikâyeler bir bir gün yüzüne çıkıyor. Sözlerimi yine Hellespontos’ta geçen bir araştırmayı sizlerle paylaşarak tamamlamak istiyorum. Parion yayınevinden çıkan Suat Karataş’ın “Bir Parion Efsanesi” kitabı yine böyle muazzam bir hikâyeyi bizlerle buluşturuyor.(5)

“Bir yanı aşk,

bir yanı aşka açan tomurcuk gibiydi

gümüş ışıltılı balıklarla doluydu Parion kıyıları…”

Haftaya görüşmek üzere.

(1): Günümüzde Çanakkale’nin Avrupa yakasında Eceabat yakınlarında kalan antik bir yerleşim.

(2): Günümüzde Çanakkale’nin Anadolu yakasında Nara Burnu yakınlarında kalan antik bir yerleşim.

(3): Çanakkale Boğazı’nın mitolojideki ismi.

(4): Çanakkale’de esen kuzey rüzgârı, poyraz.

(5).”Bir Parion Efsanesi”ni Çanakkale Parion Kitabevinde bulabilirsiniz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol