Geçmişte, İmar ve İskan Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı, şimdi ise Çevre Ve Şehircilik bakanlığı olarak 81 il de İl Müdürlükleri vasıtasıyla görevini icra etmeye devam eden güçlü ve yetkili bir Bakanlıktır. Diğer bazı bakanlıklardan yükleri bayağı fazla …

Diğer illerin bazı il müdürlükleri ile de irtibatlarım var Yapı Denetim Daire Başkanlığı kurulduğunda pilot illerin bazılarında yapı denetim firmaları kuruldu(deprem diskini ön plana alarak). Şimdi Türkiye’nin 81 İlinde yapı denetim firmaları görevlerini yürütmektedir. Tabii ki Bakanlık kontrolünde. Ancak bazı gerçekleri de sizlere anlatmak durumundayım eskiden devletin yaptığı bütün resmi ihaleler bayındırlık bakanlığının, il müdürlükleri tarafından kurulan başta valiler olmak üzere komisyonlar tarafından ihaleye katılan firmalara yüzdelik kırımlar üzerinden veriliyordu. O zaman ki yasalardan ve boşluklardan faydalanıp firmalar çoğu kez %40-52 arasında kırımlar yaparak oradaki işi alıyorlardı.

Tamamen yanlış olan bu uygulamalar devletimize maddi ve can kaybı konusunda çok zararlar vermiştir. Düşünün: bir okul binasının ihalesini %50 kırım ile herhangi bir firmaya verildiğini bu kırımla alan firma nasıl para kazanacak. Elbette ki kullandığı malzemelerden tasarruf yaparak. Açıkçası uygulamada mimari ve statik hesaplarının dışına çıkarak . Türkiye’nin %60 ili birinci ve ikinci deprem riski altındadır.

Basit bir örnek vereyim. Yıllar önce Malatya’nın Sürgü beldesinde merkezde 4,3 şiddetinde oluşan depremde sadece 300 kişilik okul yerle bir oldu. Allahtan ki gece 03:00 da olan depremde okulda çocuklar olmadığından can kaybı yaşanmadı. Diğer binalarda minik çatlaklar olsa dahi bu olay ucuz atlatıldı. Burada suçlu ararsak saymakla bitiremeyiz ana neden ise denetimsizlik ve kırımların yüksek olması vs. gibi.

Yapı denetim firmaları kurulduktan sonra ülkemizde çok sayıda depremler oldu ve şiddetleri de bir hayli fazla. Ancak binaların bir kısmı zarar görse de can kaybı yok derecede az idi.

Bu girişle şimdiki çevre il müdürlüğünün yapı denetim firmaları üzerindeki fazla baskısının olduğu bilhassa Çanakkale de il müdürlüğünün kurduğu komisyonun basit konular üzerine acımasızca gitmesi. Birkaç örneği var ancak bir tanesini sizlere sunmak istiyorum. Merkezde faaliyet gösteren bir X firmasının üzerinde o kadar gidildi ki sorulduğunda efendim Ankara’dan gelen müfettiş raporunda bazı eksiklikler gözlendi bizlerde ona göre hareket ediyoruz diyen bir müdürlük. Dava mahkemede devam etmekte ve henüz de bitmedi. X firması yürütmeyi durdurma kararı aldı ayrıca çok sayıda mühendis ise Adli Tıp Kurumundan imzaların kendilerine ait olmadığına dair raporları almalarına rağmen gerek il müdürlüğü gerekse Ankara’da ki birkaç kişiden oluşan komisyon ADALET in verdiği bu kararı uygulamadı zaten bitmeyen bir davada uygulama şansları da yok bu yüzden 40’tan fazla mühendis 3 yıl yapı denetimlerden görev alamaz gibi anlamsız bir anlayışın mahkumu olmuşlardır. Bir bakanlığa bağlı işten anlamayan görevlilerin hukuku çiğneyerek bu uygulamayı yapmaya hakkı olmadığını sorduğumuz bütün hukukçularımız söylüyor. Çanakkale il müdürünün bu konuda aydınlatılması veya uyarılmasını Sayın Bakanımızdan özellikle rica ediyorum.

Gazete yayınlandıktan sonra Sayın Bakanımıza da bu yazımı göndereceğim. Yüzlerce kişiye bakan bu teknik eleman arkadaşlarımız şimdi işsiz. Cezayı mahkemeler verir. Şahsi kinleri olan veya öyle düşündüğümüz kurum müdürleri özellikle mayetin de çalışan emir kulları değil…!

Not: bu değerli müdürümüzüde çanakkalede siyaset yapan üst düzey kesimler tarafından destekleniyorsa, ona da söyleyecek sözümüz yok DÜŞÜNDÜRÜCÜ.. !

Saygılarımla.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol