Sevgili okurlarım acizane önerim cevabınızı kendi düşüncelerinize, yaşadık larınıza, kararlarınıza göre ve yine kendiniz verin. “Dostoyevski” demiş ki “Sevdiğimiz insanın her yalanın da bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusun da bir yalan ararız” . Tekrar birkaç saniye düşünün, ünlü düşünür asırlar önce tespitini yapmış, doğrumu ? doğru..

Genişletmek, çağımıza uyumlu hale getirmek gerekirse ; insan odaklı da değil artık, bu düşünce insan yanın da ülke, millet, kurum, firma, spor takımından sanatçı aktöre kadar, genişlet genişlete bildiğin kadar. Sevmişsek bir defa, varsa sempatimiz, hata ve yanlışlarını görsek dahi, şahit olsak dahi, beynimizde ki karar noktasına ulaşıncaya kadar ne çok hafifletici sebepler bulabiliyoruz. Futbol takımına taraftarsınız ve işin uzmanlarınca saçma denilen yorumlara şahit bir oyuna müdahilsiniz, olmuyor işte, sevmiş, benimsemişsiniz ya, sevmeye devam, hata ve yanlışlara hafifletici gerekçeler bulmaya devam.

Bir şarkısına, sözüne, yürüyüşüne, sesinde ki tınıya mest olmuşsanız bir solistin, bu sevginin yok olması öylesine zor ki, sevmişsiniz bir kere. Bir yazarın bir öyküsüne, bir şairin bir şiirine meftun olmuş beğenmişsiniz ya, sevmişsiniz ya bir defa, sonrasında ki saçmalıkları tembellikleri uydurukça üretimleri, yalanları olsa ne çıkar, bir kez sevmişsiniz.

Sevdiğiniz kişi ise, somut bir birliktelik süreci var ise, yaşanmış ise çok daha büyük bir kredi edinmiştir. Kredisi öylesine yüksektir ki uzunca süre saçmalıklarına şahit olup, kanaat getirseniz dahi gördüklerinizin, şahit olduklarınızın saçma ve yanlış olduğunu söyler ama sevgi akışını yine de durduramazsınız.

Asırlar boyu süregelmiş bu toplumsal algıyı, uygulama şeklini değiştirmek gibi bir hedefim yok elbette. Sevginin, sevmenin de insan hayatında ki önem ve değerini bilen ve vurgulayanlardanım. İsteyim daha analitik düşünebilme yetisini artırmamız. Hata ve yanlışları ile sevmek, hata ve yanlışları desteklemek değil mi ? Sevgimizi yok etmeden hataları, yanlışları dile getirmek ve farkında olmak, farkın da olmasını sağlamak, sevdiğimizin başka türlü yansıtma hali değil mi. Kişiler, yakın çevremizde olanlar için başarmamız zor olsa da, kurumlar, firmalar, markalar için daha sorgulayıcı olmayı, süreç içinde devamlılık oluşturmayı mutlak becermek zorundayız. Dinamiklerimizde ki bu işlerlik hayatımıza canlılık katacağı gibi, yaşam akışımız da sadece değişimler değil, gelişimler de olacaktır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol