Koşulsuz dostlarımız olan evcil hayvanlar çoğunlukla enfeksiyon kaynağı olarak algılanmaktadır. Aslında bu böyle midir? Biraz örnekler üzerinden açıklık getirmek gerekir.

Kuduz

Türkiye’de hem kırsal hem de şehir içerisinde görülebilen bir hastalıktır. Hayvanlardan insanlara geçer. Öldürücüdür. Vahşi hayvan (kurt, çakal, tilki), kedi ve köpek temasında kanamalı yaralanma halinde mutlaka hem aşı hem de serum uygulanması yapılmalıdır. Kuduz şüpheli temas halinde mutlaka kuduz danışma merkezine başvurmak gereklidir.  Ülkemizde yılda ortalama 1-2 doğrulanmış insan kuduzu görülmektedir. Kuduz şüpheli temas sayısı ise ortalama 150bin-200bin arasında olmaktadır. Özellikle hayvanların kızışma dönemlerinde (ilkbahar-sonbahar) mümkün olduğunca sevmek için dahi yakınlaşmak yaralanma riskini arttırır. Aşı ile korunabilinen bir hastalıktır. Başı boş hayvan nüfusunu kontrol altına almak önemlidir. Kısırlaştırma, sahiplendirme ve aşılama en önemli mücadele yollarıdır.

Toksoplazmoz

Özellikle halk arasında kediler ile ilişkilendirilen bir hastalıktır. Etken bir parazittir ve kediler ana konaktır ve toprağa yayılmasında önemli bir role sahiptir. Koyun ve domuz ise ara konaktır. Kediler dışkıları ile bu paraziti yayarlar. Eğer evcil hayvanınız ev içinde kedi kumunu kullanıyor ise; bunun atılması sırasında mutlaka eldiven kullanarak bulaş riskini azaltmak gereklidir. Bu önlemler ile evinizde beslediğiniz ya da sokakta sevdiğiniz kediden bunu alma ihtimaliniz neredeyse sıfırdır. Bu parazit çoğunlukla topraktan ve iyi yıkanmayan yeşil sebzelerle (marul, tere, roka, maydanoz, dereotu vb) ve yıkanması zor meyveler ile  (çilek gibi) alınır.  Bir diğer çok sık suçlanan gıda ise çiğ köftedir. İyi pişmemiş et ile bulaş açısından en riskli olanlar domuz ve kuzu etidir. Doğal yaşamdaki akarsular da çok önemli bir bulaş yoludur.

Toksoplazma ülkemizde sık görülür. Toplumda enfeksiyonu geçiren çoktur ve çoğu bunun farkında değildir. Genellikle yaygın beze ve belli belirsiz ateşli bir tabloya sebep olur ve iyileşir. Ancak en sıkıntılı süreç hamilelik döneminde ortaya çıkan antikor pozitifliği ile parazitin yeni mi ya da eski mi alındığına karar vermektir. Çünkü eğer gebelik sırasında alındı ise bebekte çeşitli gelişim bozukluklarına sebep olabilir. Bunu önlemek içinde eğer gebelikte alındığı kanısına varılır ise anne adayının tedavi alması gereklidir. Toksoplazma türündeki paraziter etkenlerdeki en önemli sıkıntı aslında ömür boyu vücutta kalabilme yetenekleri olmasıdır.

Korunmak için, özellikle bulaş açısından riskli gıdaları iyi yıkamak veya sirkeli-tuzlu su karışımında bekletmek. Kaynağı belli olmayan sular tüketilmemeli (köy çeşmesi vb). Evinizde ki kedinin paraziter ilaçlarını zamanında vermeli,  kumunu atarken mutlaka eldiven kullanmalı. İyi pişmemiş et ve et ürünlerinden uzak durmalı. Eti eğer mümkün ise sıfırın altında üç gün tutarak, sonrasında iyi pişirilmeli (63C). Gebelik durumundan önce mutlaka toksoplazma serolojisi bakılmalı, eğer negatif ise gebelik boyunca kedilerden uzak durulması önerilir.

Ekinokokkoz (Kist Hidatik)

Kistik formu tüm organlara yerleşebilir. Sadece akciğere yerleşen bir özel tipide mevcuttur. Asıl konak köpekler ve ara konak küçük baş hayvanlardır. Köpekler dışkıları ile paraziti doğaya salarken, koyun- keçi gibi hayvanlar bunu alarak iç organlarında (karaciğer-akciğer-dalak-böbrek) veya kas dokuda kist formunda bulundururlar. İyi pişmemiş et veya sakatat ile alınabildiği gibi, toprağa atılan parazitin insana direkt bulaşması ile iç organlarda kist formu oluşur. Bu kistler çok küçük olabildiği gibi hastalığın süresine göre büyükte olabilir. Tedavide büyük kistlerde cerrahi ve antibiyotik tedavisi gereklidir. Antibiyotik tedavisi bazı hastalarda yıllar boyunca gerekebilir.

Korunmak için;  köpeklere iç parazit ilaçlarını zamanında uygulamak, köpek dışkısı ile temas halinde el yıkamaya dikkat edilmeli, meyve ve sebzeleri iyi yıkamak gereklidir. Kistik yapıların görüldüğü küçük baş hayvan eti veya sakatatı kist açılmadan temizlendikten sonra bulaştırıcı değildir.

Alerji

Belki de en çok tartışmaya sebep olan konulardan biride alerjidir. Şüphesiz bir kişinin belli bir maddeye artmış duyarlılığı olabilir. Ancak bu kişilerin daha çok ‘atopik’ dediğimiz sadece bir hayvan türüne değil, çoğunlukla pek çok maddeye karşı artmış duyarlılığı söz konusudur. Elimizdeki son verilere göre hayvanlar ile küçük yaşta temasta bulunan kişilerin ilerleyen yaşta alerjik olma ihtimalleri azalmaktadır.

Terapi

Artık son yıllarda özellikle dikkat eksikliği ve otizm gibi nedeni ve tedavisi konusunda fikir birliği oluşmamış davranışsal durumlarda, terapi amaçlı hayvanlar kullanılmaktadır. Özellikle atların bu alanda başarısı diğerlerine göre bir aşama üsttedir.

 Sonuçta size karşı koşulsuz sevgi besleyen dostlarımız, belki de çevrenizdeki herhangi bir insandan size daha az zarar verme potansiyeline sahiptir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol