Uzun yıllardır değişik gazetelerde köşe yazarlığı yapıyorum. Köşe yazarlığı öyle basite indirgenmemeli. TV’den, Ulusal basından, internet üzerinden birkaç cümle araklayarak köşe yazarlığı olunmaz. Bu tiplere kenar yazarları veya sayfa yazarları denilir. Çünkü bilgi ve birikimini hiçbir yerden alıntı yapmayarak yazılarını halkla paylaşmaktır köşe yazarlığı, takdiri sayın okurlarımıza bırakıyorum.

Yazacağım yazının özüne girmeden bu bilgiyi sizlerle paylaşmak istedim.

                Son 10 yıla yakın yazılarımda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gerçek manada dostu olmadığını belirtmiştim. Başta ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Rusya Ülkemize hiçbir zaman dostça yaklaşmamıştır. Bu coğrafyada Ülkemizin gittikçe güç kazanması bu Ülkeleri aşırı derecede rahatsız etmiştir. Dik duran Devletimizin kimseye boyun eğmeyeceğini bütün dünya devletleri bilir. Son zamanlarda menfaat bağlamında Rusya ve İran’la da yaklaşmamız şimdilik olumlu olsa dahi, İran’ın yıllardır Ülkemize karşı hep menfi tavırları aşikârdır. Ancak karşılıklı ilişkiler, ticari ve ekonomik parantez içinde değerlendirilebilir. Bunlarda gayet doğal gelişmelerdir.

                ABD’nin bulunduğumuz coğrafya da yıllarca ete alışmış köpekler gibi son zamanlarda ki tavırlarını kabullenmemiz olası değildir. Bunun için kuru ekmekle tatmin olamaz. İslam Ülkelerinin birlik ve beraberlik konusunda pasif kalıp birbirleriyle didişmeleri ABD ve yandaşlarının işine yarıyor.

                Biz de içeride iktidarıyla muhalefet partileriyle bütünleşip Ülkemizin gücüne zarar vermemeye gayret edelim. Ülke’ nin şuan en büyük sorunu ekonomik sıkıntı ve işsizlik sorunudur. Bunu çözmek için birlikte hareket edip düşman çatlatalım. Ayrıştırıcı dilden uzak gönül dili ile konuşmaya gayret edelim. Başta terör örgütleri dâhil bütün zorlukların üzerinden gelebiliriz. Bu gücümüz fazlasıyla bu toplumda yaşayan bütün bireylerde mevcuttur. Osmanlı’nın çöküşünde nasıl haçlı zihniyeti başta İngiltere olmak üzere emellerine ulaşmışlar ise aynı senaryoların tekrarı sahnelenmektedir bugün. Şimdi hem siyasiler hem TV ve basın bunları dile getirse de benim geriye dönük 10 yıllık yazımın çoğunda bunları dile getirip sizlere sunmaya çalışmıştım.

Bugün bu dili herkes kullanıyor. Doğaldır.

Başta belirttiğim gibi..

Bu kapsamda etin tadına varan köpekler,

Şimdi kuru ekmekle yetiniyorlar…!

Not: FETÖ ve FİTÖ diye bir yazı yazmıştım. FETÖ bir terör örgütü olarak tescillendi. 15 Temmuz’da gerçek yüzünü göstermişti zaten. FİTÖ kelimesi şahsıma aittir. Fitne Terör Örgütü. Şuan Türkiye’de bunlar çok aktif görünüyorlar. Amaçları zamanla ortaya çıkacaktır. Ancak edindiğim bilgi ve duyumlara göre, bilhassa bürokrasiye sızmış, siyaset içinde de kısmen görüntüleri gözlenmektedir. Genelde Gaziantep, Bitlis, Adıyaman, Urfa, Elazığ gibi bu illerde oluşumlarını tamamlayıp Ülkemizin çeşitli illerine dağılmaktadırlar. Örneğin, Adıyaman’ın bir ilçesinde (Kâhta değil) yıllar önce kurulan bu cemaat kılıfı altında faaliyet gösteren bireylerin Uşak ve Samsun gibi illerde aşırı çalışmaları bilgileri bizlere ulaşıyor. Ancak tam olarak bilgilerin doğruluk derecesini öğrenmeye çalışıyorum. Öğrendikten sonra da sizlere sunmaya çalışacağım. İktidarın bu kesimleri denetim altına alması aciliyeti vardır. Çünkü “ İran ile bağlantılı oldukları söylentileri de kafa kurcalıyor” ancak kesin delilleri elde etme şansımız olursa yine sizlere bilgi sunmaya çalışacağım. Sütten ağzımız yandı. Artık yoğurdu üfleyerek yiyelim. Bu bilgileri sizlerle paylaşmakta biz yazı yazanların görevidir. Çünkü söz konusu Ülkemizin bekasıdır. Takdir sizlerindir. Saygılarımla.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol