“Down Sendromu bir hastalık değil genetik bir farklılıktır”

CHP İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü nedeniyle açıklama yaptı.

“Down Sendromu bir hastalık değil genetik bir farklılıktır”

CHP İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü nedeniyle açıklama yaptı.

21 Mart 2019 Perşembe 14:46
“Down Sendromu bir hastalık değil genetik bir farklılıktır”

Dünya Down Sendromu Günü’nün, down sendromlu bireyler hakkında toplumsal bilinç yaratmak açısından önemli bir fırsat sunduğunu belirten CHP İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol; “21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık günü.  İnsan vücudunda toplam 46 kromozom olması gerekiyor. Down Sendromlu kişilerde ise 47 kromozom bulunmakta. Buradan da anlaşılacağı gibi, Down Sendromu bir hastalık değil, genetik bir farklılık. Doğan her 800 bebekten birinde Down Sendromu görülüyor. Türkiye’de her yıl 1500 Down Sendromlu bebek doğuyor. Down Sendromu; bütün yaşlardaki, ırklardaki, dinlerdeki ve ekonomik şartlardaki insanları etkiliyor. Türkiye’de 100.000 Down Sendromlunun yaşadığı tahmin ediliyor. Ve son olarak, Down Sendromlu insanların hiçbirisi bir diğeri ile tıpatıp aynı özellikleri göstermiyor. Down sendromlu bebekler de tıpkı diğer bebekler gibi beslenme, temizlenme, sevilme ihtiyacı duyan, acıkınca ya da sıkılınca ağlayan, kızan, küsen, gülen, geceleri anne babasını uyutmayan bebekler. Down sendromlu gençler de -diğer yaşıtları gibi- cinsel kimlikleri bulunan, ergenlik bunalımı yaşayan, aşık olan, kalbi kırılan, kardeşleriyle kavga eden, bangır bangır müzik dinleyen, dans eden gençler. Onlar da, tıpkı diğer gençler gibi tüm duyguları yaşıyorlar. Ve bizlerden anlayış bekliyorlar… Farklılıklarını tıpkı bir saç ya da göz rengi farkıymış gibi normal kabul etmemizi ve onları aramıza kabul etmemizi istiyorlar… Unutmayalım ki, Down Sendromu bir hastalık değil genetik bir farklılıktır. Down sendromunu iyileştirecek veya yok edecek bir tıbbi tedavi bulunmuyor. Tek yol eğitim… Sosyalleşme, bu eğitimin vazgeçilmez bir parçası. Bu yüzden, Down sendromlu bireylerin sosyal hayatta tüm insanlarla beraber, izole edilmeden yaşamaları büyük önem taşıyor. Bir annenin “çocuğumdan sonra ölmek için dua ediyorum.” demesi size ne ifade ediyor? ya da diğer bir açıdan düşünelim: hangi anne çocuğunun ölümünü görmek ister? Bunu neden ister? Çünkü o annenin çocuğu özel bir çocuk ise ona ömrü boyunca annesinden başka bakacak kimse olmaz. O çocuk kendi ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalır ise hayatını sürdüremez. İşte tam da burada sosyal devlet ilkesi devreye girmekte. Sosyal devlet tüm vatandaşlarının can ve mal güvenliğini, hayatını huzur ve güvenlik içinde devam ettirmesini sağlamak ile mükelleftir. Ülkemizde down sendromlu çocukların özel eğitim ve rehabilitasyonları 22 yaş sınırına kadar yapılmakta.. Oysa ki o bireyler ömürlerinin sonuna kadar anne ve babalarının gözetiminde olmalı.. İşte o anne bu nedenle çocuğunun ölümünü görmeye razı oluyor. Peki bu sorun nasıl aşılmalı? Eğer ki sosyal devlet bu hizmeti 22 yaşına kadar veriyor ise; bu yaştan sonra bu bireylerin hayatlarındaki eğitimin devamlılığını hangi kurumlar üstlenecek? Peki o anne ve babanın günlük işlerini yapabilmeleri için nefes almalarını hangi kurum sağlayacak? Ve tam da burada Sosyal Belediyecilik anlayışı karşımıza çıkmakta.  Açıkçası  Çanakkale bu anlamda ülkemizin şanslı şehirlerinden biri. Belediyemizin engelli bireylerimize ve ailelerine sunduğu imkanlar ve yeni dönem projeleri ile Çanakkale sadece barış ve özgürlüğün değil, huzurun ve birlikte yaşamanın sorumluluğunu almış bir yönetime sahip olduğunun ispatıdır. Çanakkale’ye bu imkanı sağlayan Sosyal Belediyecilik anlayışından ödün vermeyen Belediye Başkanımıza da yeri gelmişken teşekkür etmeliyiz. Bu çocuklarımıza ve onlarla birlikte hayatın zorluklarını beraberce göğüsleyen anne ve babalarını anlamanın günüdür 21 Mart. Farklılıklarının farkında olmamız gerektiğini bizlere hatırlatan bir gündür. Dünya Down Sendromu Günü, down sendromlu bireyler hakkında toplumsal bilinç yaratmak açısından önemli bir fırsat sunuyor bizlere. Gelin bu fırsattan yararlanalım ve farkındalık oluşturma çalışmalarının bir parçası olalım. İster kendimizi eğiterek, ister başkalarının eğitimi için katkı vererek… Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…” dedi.

Çanakkale Hedef Gazetesi

Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol