Şener; “Çanakkale’de vaka sayısı Türkiye ortalamasının çok altında”

Çanakkale’nin yeni nesil kanalı canakkalewebtv.com ekranlarında, Gazeteci Vedat Sezer'in canlı yayın konuğu olan Doç. Dr. Alper Şener, Covid-19 hakkında merak edilen soruları yanıtladı. ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener yaptığı açıklamada; “Salgının başından beri grafiklerin aşağıya doğru inmesi yani yeni olgu sayısının azalmış olması bizim için güzel parametre. İyileşen sayısının artmış olması da bizim için güzel parametreler, bizim için güzel değerlendirme anlamında ama vaka sayısındaki günlük oynamalar çok olumsuz yönde değerlendirmenin yanında çok olumlu yönde de değerlendirmemek lazım, çünkü salgının başından beri hep aynı şeyi söylüyoruz. 3 ila 7 günlük dalgalanmalar önemli birde ikişer haftalık dalgalanmalar önemli bizim için bu tip hastalıklarda. Çanakkale özeline bakacak olursak ise Türkiye ile paralel seyrettik, bizim için 23 Marttan itibaren başladı salgın Çanakkale özelinde. Çünkü il pandemi hastanesi oldu, 23’ünden itibaren de ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin pandemi hastanesi olması birlikte de vakaları burada kabul etmeye başladık. Başladığımız zamanın ilk 1. haftasından itibaren olgu sayısında çok ciddi bir artış oldu, bizler içinde Türkiye’de olduğu gibi Nisan’ın 2. haftası pik değerleri gördük Çanakkale’de daha sonrasında azalmaya başladı. Açıkçası rakamları deklare etmek yerine şuanda rahat olmamız gereken bir durum yok. Çünkü rahatlama durumumuzu takip eden 1 hafta içerisinde hiç pozitif hastamız olmazsa ancak o zaman diyebiliriz ki Çanakkale için rahatız” dedi.

“Sahanın iyi izlenmesiyle bu başarı halk sağlığı ekibinin başarısıdır”

Sağlık çalışanlarının Çanakkale’de koronavirüs salgınına karşı vermiş olduğu mücadelenin çok önemli olduğunu ifade eden Şener; “Gelibolu huzurevinde bir olay yaşadık. Salgının yaygınlaşmasını önlemiş oldular, yani huzurevinden hastalar bize gelmeden önce aslında halk sağlığı birimi geriye doğru iz sürerek orada olgular olduğunu ya da olabileceğini tespit ettiler. Onunla birlikte Çanakkale’deki tüm huzurevlerinde tarama yaptık. Yani sadece Gelibolu için değil bildiğim kadarıyla Çanakkale’de 4 tane huzurevi var. Hastalık belirtisi olsun ya da olmasın tamamını bütün sakinlerini ve çalışanlarını taramış olduk ve onlar içinden pozitif çıkanlar oldu. Yani hiçbir bulgusu olmayan hiçbir şikayeti olmayan kişilerden pozitif çıkanlar oldu. Çünkü huzurevi hasta grubumuzda şöyle bir sıkıntı oluyor, genelde dertlerini şikâyetlerini anlatamıyorlar, yani ateşi varsa bile bir çok ilaç kullandıkları için bunlar ateşi baskılayabiliyor. Bir ağrısı, bir sızısı varsa onu anlatamıyor, çünkü çok büyük kısmında bunların demans dediğimiz bunama süreci söz konusu. Bazılarında derdini anlatamayacak düzeyde bakıma muhtaç hasta grubu var. Bunların içinde de pozitif çıkanlar oldu. Bu gerçekten büyük bir başarı aslında Çanakkale için. Çünkü neden? Biz bu hastalarda tanıda gecikirdik, tedavide de gecikirdik. Tanı erken konulduğu için bu hastalarda ciddi anlamda ölüm oranı çok düşük oldu. 90 yaş hasta grubunda ölüm 1 veya 2 tane oldu, %99’u iyileşerek geri döndü. Sahanın iyi izlenmesiyle bu başarı halk sağlığı ekibinin başarısıdır” diye konuştu.

“Üniversite hastanesi artık Çanakkale’ye gerekliliğini ispatlamış vaziyette”

“Bu süreçte Çanakkale ölçeğindeki bir ile neden bir tıp fakültesine ve araştırma hastanesine gerek olduğunu Çanakkaleliler gördü artık” diyen Şener; “Aslında koronavirüs salgınını üniversite burada olmasaydı, Çanakkale bu işi çok iyi yürütemezdi dürüst olmak gerekirse. Bu hepimizin bildiği bir şey çünkü neden bu tip yeni salgınlar bilimsel altyapının, bilimsel alt düzeneğinin iyi olması iyi yönetilmesi gereken salgınlar. Tıp fakültesi olmasaydı burada bir halk sağlığı ana bilim dalı olmayacaktı, halk sağlığı olmasaydı başa dönecek olursa Gelibolu’daki o büyüklerimizi erken zamanda yakalayamamış olacaktık. Üniversite hastanesi artık Çanakkale’ye gerekliliğini ispatlamış vaziyette. Bizim şuanda hiçbir sağlık personelimizin enfekte olmaması, hiçbir sağlık personelimizin ölmemesi bu salgın yönetiminin ne kadar başarılı olduğunun göstergesidir. Bakın tüm Türkiye’de sağlık çalışanları enfekte oldular ve yoğun bakıma yattılar. Yoğun bakıma yatanlarında bir kısmı eks oldu, ölümler gerçekleşti. Karşı karşıya kaldığımız hastalık çocuk oyuncağı değil, bunun ucunda bir ölüm riski var. Bu ölüm riskini göğüsleyende ÇOMÜ Araştırma Hastanesi” şeklinde konuştu.

“Vaka sayısı Türkiye ortalamasının çok altında”

Çanakkale’de vaka sayısının ortalamaya göre daha az olduğuna dikkat çeken Şener; “Rakamsal olarak baktığımızda Çanakkale’de vaka sayısı, Türkiye ortalamasının çok çok altında. Bu bizim için çok önemli bir şey. Bu sağlık sisteminin iyi olduğunu gösteriyor, vatandaşlar önlemlere mümkün olduğunca uydular. Uymayan kesim için çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim çünkü neden süreç uzadıkça doğal olarak insanlar sıkılıyor.” dedi.

“Çanakkale normalleşmeye daha çabuk adapte olacaktır”

Şener sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Biz Türkiye’deki pik oranının yani salgının baskılanmasını çokta erken yakaladık Çanakkale’de. Bu bizim için vatandaşlarımızın aslında mümkün olduğunca buna uyduğunu ve duyarlı olduğunu gösteriyor. Duyarlılık anlamında tabi ki yine de gevşememek lazım. Çanakkale buna mümkün olduğunca çabuk adapte oldu, bence normalleşmeye de daha çabuk adapte olacaktır, normalleşme sürecinde mümkün olduğunca önlemlere uymamız gerekiyor.” diye konuştu.

 “Çanakkale’de immün plazma bağışçısı 30 kişi var”

Çanakkale’de koronavirüsü yenmiş ve immün plazma bağışçısı 30 kişinin olduğunu kaydeden Şener; “İmmün plazma transferini biz ÇOMÜ Araştırma Hastanesi olarak yapabiliriz, bizim her türlü altyapımız var. Çanakkale’de bağışçı olan 30 kişi var, gerekli durumlarda bu kişilerden plazmaları kullanabiliriz” ifadelerini kullandı.