Sevgili dostlar geçen haftaki yazımda bir gün içerisinde yaşadığımız olumsuzluklar ,saygısızlıklar tahammülsüzlükler ile ilgili sadece kendimin yaşadıklarını anlatan, yaşadığımız toplumun içinde bulunduğu durumu kısaca ifade etmeye çalışmış ve geldiğimiz noktadaki artık sınırın da haddin de aşıldığını anlatmaya çalışmış ve hepimizin oturup buralara nasıl geldiğimizin sorgulanması gerektiğini anlatmaya çalışmıştım.

       Gerçekten de baktığımızda ulusumuzun son 25- 30  yıl içerisinde toplumsal değerlerinin neredeyse tamamen kaybolduğu ikili ilişkilerin yerini maddiyata dayalı ilişkilerilerin aldığı komşuluk ilişkilerinin de neredeyse kaybolduğu kimsenin kimseye güvenmediği hep şüpheyle baktığı bir ortamda yaşadığımızı sanırım hepimiz görmekteyiz…

      Oysa 21nci yüzyılın iletişim çağı olduğunu biliyoruz neredeyse hiçbir şeyin gizli kalmadığı kimin nerede kiminle olduğunun ne halt yediğinin bile belli olduğu bu çağda kişilerin birbiriyle bir telefon kadar yakın olduğu günümüzde uzakların yakın olduğunu düşündüğümüz şu ortamda aslında hiç de öyle olmadığı aslında bir telefon kadar birbirimize uzak olduğumuz gerçeğini maalesef göremiyor gördüğümüzde de çok geç oluyor belki de .Nasıl mı çok basit şöyle bir 20-25 sene öncelerine bayramlara gidelim nasıldı bizim şeker yada kurban bayramlarımız herkes birbirine gider küsler barışır küçükler büyüklerine gider konu komşu ziyaret edilir hastalar düşkünler ziyaret edilirdi şimdi edilmiyor mu denebilir hayır bayramlarda artık insanların büyük çoğunluğu ya tatile gidiyor yada bir mesaj atıp bayramı kutluyor ne oluyor insanlar birbirinden uzaklaşıyor, oysa eskiden böylemiydi dedeler amcalar dayılar halalar ziyaret edilir hatta birkaç gün evlerinde kalınır akrabalıklar iyice  kaynaşırdı yeni nesille eskiler tanıştırılırdı, çıkın sokaklara kısa bir anket yapın inanın bir çok kişi akrabalarını bilmiyor nesil birbirinden uzaklaşıyor ,eskiden birinin evinde yemek yapıldı mı mutlaka bir tabakta komşuya giderdi, hiç unutmam ilk okulda alış veriş yaptığım bakkal bir sabah bana ben siftah yaptım karşıdaki bakkaldan al bu sabah dediğini, köylerde imecelerimiz vardı bizim herkes birbirine sırayla çalışır böylece işler hem daha çabuk ve daha masrafsız halledilirdi küçük küçük tek katlı evlerden apartman katlarına oradan da sitelere büyüdük çok büyüdük ama o koca evlerin içinde ne komşuluk kaldı ne arkadaşlık, mektuplarımız vardı bizim nasılsın iyimisin diye başlayan küçüklerin gözlerinden büyüklerin ellerinden öperim diye devam eden mektuplarımız şimdi sanal ok.k.i.b.by ile bitirdiğimiz hal hatır sormalar var ve okullarda arkadaşlık tamamen sanal muhabbet ve kız muhabbetine dönmüş ya da kızlar için erkek muhabbetine ki ayrıntıya girmeyeceğim konuyu dağıtmama adına ama  bakıldığı zaman iletişim çağında iletişimsizlik içinde olduğumuz açık ne yapabiliriz peki valla şak diye kesecek bir bıçak yok ama eğitim sistemimizi aile toplum büyük küçük saygı sevgi ve ahlak sistemi üzerine kurulmalı öğretmene öğrenci üzerinde özellikle ilkokuldan itibaren daha fazla görev ve yetki verilmeli köye dönüşler özendirilmeli mahalle muhtarlıkları aracılığı ile komşu ilişkileri hakkında toplantılar seminerler düzenlenmeli yıllar önce 1983 te İzmir’de rahmetli amcam bak yeğen 18 yıldır bu apartmandayım karşı komşumuzu tanımıyorum demişti bana çok garip gelmişti o zaman gidişat aynen tüm şehirlerimizde sanırım aynı buna bir dur demeli derim yada kabullenip kabuğumuza çekiliriz ..ölsek kimsenin haberi olmaz benden söylemesi.

iyi hafta sonları dilerim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol