Değerli okurlar, Mevlana’nın çok sevdiğim bir sözü ile yazıma başlamak istiyorum.

‘Ne fark eder ki kör insan için elmas da bir, cam da..

Sana bakan kör ise sakın kendini camdan sanma!’

Ne derin, ne güzel bir sözdür bu. İnsanın kendi değerinin farkında olmasını ne güzel bir dille vurguluyor. Öncelikle insanın kendi gerçeklerinin farkında olması gerektiğini, yapabileceklerini ve nelere sahip olduğunu ve verdiği değerlerini tartması gerektiğini düşünmelidir. Neden, nasıl, niçin sorularını kendimize sormakla başlayabiliriz. Sorgulama yeteneğini geliştirmeli insan;

Yaşam nedir? İnsan olmak ve insanca yaşayabilmenin açılımını düşünmeli. Verdiğimiz değerlerin sonucunu gözlemlemeli.  Hayatı irdelemeli gerektiğinde.

Sorular sormalı ve cevaplar bulmak için her kaynağı incelemeli ve araştırmalı. Kişisel gelişime içimizden başlamalı ve bu muhteşem yolculuğu idrak ederek yaşamalı..

İnsan olmak,  farkındalık ile başlıyor, Allah’ın verdiği zekâyı, aklı iradeyi doğru kullanabiliyor muyuz? Empati duygumuz ne kadar gelişmiş? Kendimize ve diğer canlılara yeterince değer veriyor muyuz?  Kendinizi nasıl gördüğünüz, kim olduğunuza ve nelere gücünüzün yettiğine dair algılarınız ve inançlarınız, tamamen kendinize olan saygı ve güveninize bağlıdır. Öz saygı, yetenek ve becerilerinizle pek de ilgili değildir ama kişisel gelişimin köşe taşıdır insan olmanın sırrı kişinin kendine duyduğu saygıdan ve değerden geçer. Böylece iç dünyamızda başladığımız ve tamamlamış olduğumuz dönüşümü evrene, canlılara ‘pozitif güç’ olarak aşılayabiliriz. İnsanın yaşamdaki kalitesine hangi açıdan bakarsak bakalım şu gerçeği değiştirmediği kesin,

 ‘Hiç kimse geri dönüp her şeye yeniden başlayamaz ama herkes bugün başlayıp yeni bir son yaratabilir.” Maria Robinson

İnsan değer varlıklarını önem yetkisini ne kadar arttırırsa,  O oranda insan olabilme yolunda değerli bir adım atmış olur ve değişimi olumlu yönde hissedebilir. Böylece ardımızda bıraktığımız kalıcı izler den emin olup,  evrene ve insanlığa ‘iyileştirici gücün etkilerini’ gösterebilmemiz mümkün olacaktır. Unutulmaması gereken güzel bir örnekle devam etmek istiyorum

‘Her insan meyvesi ile tanınır.’  Ve öylede anılır.

Günümüz koşullarında insan olabilmenin ve dürüstlüğün pirim yapmadığı her şeyin kokuşmuş bir çark içinde döndüğü bu düzende insan gibi insan kalabilmek zor iş dediğinizi duyar gibiyim.  Ama maalesef kolayı seçen ve farkındalığı olmadan yaşayan insanlar her gün bir parça değer kaybetmekte.

 Oysaki insan olabilmek ve insan kalabilmek bir kültürdür, güdü sel olarak başladığımız mucizevi yolculukta kişisel gelişimini tamamlayan,  pozitif güçlerini çoğaltabilen ve gelecek nesillere ilkesel, kendini iyi geliştirmiş, değerlerini ve saygısını toplumda uygulayabilen ve kendi gücüne inanarak farkındalık yaratabilmek dileğiyle..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol