Pozitif düşünceyi toplumda çoğaltmak için, insanın önce kendini revize etmesi gerektiğini düşünenlerdenim. 
O zaman bu gün kimler ‘değişim’ için içindeki sese kulak verecek? 
Kişi saygı ve sevgi ile kendine dönmeli ve ayna tutabilmeli.  İyisi ve kötüsü ile kendini eleştirip vicdan terazisinde tartmalı davranışlarını. Olumlu düşünme yeteneğini geliştirmek için insan öncelikle kendisiyle barışık olabilmeli. 
Bunun için hatalara takılı kalmamalı olumsuzlukları da kucaklayabilmeli ve edinmiş olduğu tecrübeleri yaşamına katmalı. 
Günümüz şartlarında birçoğumuzun üzgün, mutsuz, hayattan beklentisi kalmamış, beklentisi olanın ise, inançla isteklerinin peşinden koşamayacak yorgunlukta olduğunu gözlemliyorum. Çünkü hiçbir canlı enerjisini dibe çeken bir ortamda bulunmak istemez, stres yaratan olgulardan uzak durmayı tercih eder. Bundan kaçarsa kurtulacağını zanneder. Oysaki Analitik düşünce ile sorun her ne ise üzerine gidildiğinde ve çözüme odaklanıldığında pozitif gücümüzün ortaya çıktığını ve aslında sorunun, sorun olmaktan çıktığını fark ediyoruz. 
Çünkü burada düşünce gücümüz bize sakin ve huzur dolu bir hayatı programlamamız için gerekli materyalleri sunuyor. Olumlama yetisini kullanarak her yeni güne pozitif başlamak mümkün.  insanlığın umut olduğunu ve yaşanmışlıklara değil de yaşanacak güzel günlerin var olduğu düşüncesi ile bakış açımızı yönlendirebiliriz. 
Bu düşünceyi günlük ritüelimize katıp, yaşam standardımız haline getirmekle başlayabiliriz. Düşüncelerin, söylemlerin ve eylemlerimizin yaşamımıza kattığı güzellikleri veya olumsuzlukları değiştirmek mümkün. Olumlu düşüncenin temelinde sevgi yatar.  Olumlu düşünebilmek için insanları sevmek, onlara bir şeyler kazandırabilmenin heyecanını yaşamak gerekir.  Kendini iyi hissetmenin yolu, içten bir duyguyla başkalarına yardım edebilmekten geçer. 
Bunun için Nezaket ve saygı temel kuraldır. Öz saygısını kazanmış bireyler, olumlama yeteneği ile birçok negatif durumu pozitif hale çevirebilmektedir. Doğru vurgularla kullandığımızda İletişim başta olmak üzere, vücut dili ve empati kurabilme yetisi ile hayatımızı ve çevremizi daha yaşanılası hale getirmek mümkün. Bunu başarabildiğinizde pozitif bir bakış açısıyla kendimiz dâhil, toplumda  örnek teşkil etmiş oluruz. Hayatta iki değer vardır ki, paylaştıkça artan: Sevgi ve Bilgi.
Jim Rohn’un muhteşem sözü ile örnek vermek isterim; 
“Kişisel sorumluluğu almalısınız. Koşulları, mevsimleri veya rüzgârı değiştiremezsiniz; fakat kendinizi değiştirebilirsiniz. İşte bu sizin sorumlu olduğunuz şeydir.” 
Gelişmiş ve daha yaşanılası bir dünya için içimizdeki olumlu kişiyi ortaya çıkarıp çoğalmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bunun pozitif enerji ile saygı sevgi dilini kullanmaktan geçtiğini düşünüyorum.
Öyleyse, Olumsuzluklardan yorulduysanız ve her şey sizi dibe çekmeye başladıysa.
 Kendimize artık değişmemiz gerektiğini söylemeliyiz. Ve değişimi içimizde başlatıp topluma ışık tutmalıyız. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol