Yaşlı Kadın

Fırının, kenarına oturmuş, çıkan ekmeklere bakıyordu,

Belli ki açtı, ekmek alacak parası da yoktu.

Üst, baş desen, garipliğini yansıtıyordu,

Bir el, kendisine ekmek uzattı, almadı, utanıyordu…

Yutkunarak, oturduğu yerden kalkmaya çalıştı,

Halsizdi, doğrulmak için, bir hayli uğraştı.

Dayanamadım, aldım bir ekmek, peşine takıldım,

Düşündüm, ya almazsa diye, biraz durakladım…

Ara sokağa doğru, yürümeye başladı,

Dermanı yoktu sanki, biraz yavaşladı.

Yaşlıydı, halsizdi, anacığım diye seslendim,

Durdu, kaldırdı başını, göz göze geldim.

Bu ekmek senin, ekmeğini alsana hadi,

Aç değilim, yemiştim, dün akşam vakti.

Bir gün, denk geliriz, sen de bana alırsın,

Ellerini uzattı, tek kelime söyledi “SAĞOLASIN”.

                               

                        Uçurtma

Bir kenara oturup, uçurtmaları seyrettim,

Sevgi ile doluydu gönlüm, buydu benim servetim.

Mutluydu çocuklar, gökyüzüne bakıyorlardı,

Neşelerine diyecek yoktu, durmadan koşuyorlardı.

Onlarla birlikte, isterdim o güzel anıları yaşamak,

Beraber olup, birinin elinden tutup, koşmak.

Dağ gibi olsa servetiniz, gönül kapılarınız kapanmışsa,

Neye yarar, tuttuğunuz uçurtmanın ipi kopmuşsa..

Şimdi, yükseklerde süzülen uçurtmalar da kalmadı,

Görünmüyor, mutlu günler gizemli yerlere saklandı.

Çocuklar öksüz gibi, ağlamaklı bakıyorlar gökyüzüne,

Sevinçler, teker teker dönüşür acıya ve hüzne.

                                           

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol