Ülkemizde nerede ise yüzyıldan fazla süredir hizmet veren Kızılay, bir yardım kuruluşu olasının yanında tüm Türkiye’de kan ve kan bileşenlerinin temini ve dağıtımını üstlenen tek kurumdur. Kan bağışı deyince hemen aklımıza gelen soruları ve yanıtlarına geçmeden önce bu bağışla aslında bir organ bağışladığımızı da düşünmek yanlış olmaz. Çünkü kanın yerine geçen hiçbir ürün yoktur.

Kan bağışında bulunmak sağlıklı mıdır?

Eğer tıbbi bir sakınca yok ise kan basıncının dengelenmesi ve yenilenmesi açısından oldukça sağlıklıdır. Nerede ise yüzyıllardır insanoğlu kullanım amaçlı olmasa bile vücudundan kan aldırmıştır.

Hangi sıklıkta kan verebilirim?

18-65 yaş arası,  vücut ağırlığı >50kg olan herkes yılda toplamda 3-4 üniteyi geçmeyecek şekilde kan verebilir. İki bağış arası erkekler için en kısa aralık 2 ay, kadınlar için 3 ay olmalıdır. Her bağışta ortalama 450mL=1 ünite kan alınır ve torbalanır. Bu insan vücudunda ki toplam kanın yaklaşık %7,5-9’udur.

 Bağış öncesi test yapılır mı?

 Evet. Öncelikle kansızlık durumu ve bulaşıcı bir hastalık durumu olup olmadığı için testler yapılır. Bu testlerde kansızlık var ise, bağışçı zarar göreceği için kanı alınmaz.  Yapılan testler dışında bağışta bulunacak kişinin doldurduğu formdaki sorulara verdiği yanıtlarda uygunsuzluk durumunda da kan bağışı alınmaz.  Özellikle bazı ilaçların kullanılıyor olması kan bağışına engeldir.

Bağış sonrası nelere dikkat etmeli?

İlk birkaç saat sigara içmemeli, 24 saat alkol tüketilmemeli ve dikkat koordinasyon gerektiren işler bir gün ertelenmelidir. Özellikle o gün bol sıvı (tercihen su) tüketilmelidir.

Türkiye’de ve bölgemizde yeterli kan bağışı toplanabiliyor mu?

Ne yazık ki hayır. Türkiye’nin yıllık kan ihtiyacının ortalama  2 milyon ünite olduğu bilinmektedir, bunun %81’i Kızılay tarafından karşılanırken, geriye kalanı hastaneler kendi imkanları ile temin etmektedir.   Aslında temel sorun kanın sürekli bir ihtiyaç olmasından ve uzun süre saklanmasının mümkün olmamasından kaynaklanıyor. Özellikle ramazan ayında Türkiye genelinde kan bağışı yapılma oranı çok düşüyor.

 Bağışlanan kan ne yapılıyor ve nasıl saklanıyor?

Bağışlanan kan alt ürünlerine ayrılıyor; eritrosit süspansiyonu, trombosit süspansiyonu ve plazma. Bu ürünlerin saklama koşulları ve raf ömürleri değişkendir. Mesela trombosit dediğimiz pıhtılaşma hücreleri oda ısısında 5-7 gün saklanırken, diğer ürünler düşük ısıda bir -üç ay saklanabilir.

İlimizde kan ve kan ürünleri temini nasıl yapılıyor?

Çanakkale’de bölge kan merkezi olmadığı için tüm hastanelerin ihtiyacı, Bursa’dan temin ediliyor. Yani bir hastanıza ihtiyaç olan ürün ne ise karayolu ile Bursa’dan gelip, hastaneler içindeki transfüzyon birimlerinde depolanıp, testleri yapılıp, hastaya nakil sağlanıyor. Bu süreçte en sıkıntılı ürün ise miyadı kısa olan trombosittir.

Kan ve kan ürünlerinin iller arasında taşınması uygun mudur? Çünkü sonuçta Çanakkale için  üç saatlik bir mesafeden bahsediyoruz.

Taşınma şartları uygun ısıda yapıldığı için sorun değildir. Çünkü sonuçta üç büyük şehirdeki trafik şartları düşünüldüğünde bu ürünler orada da taşınarak hastanelere ulaştırılmaktadır. Zaman açısından tek sorunlu ürün raf ömrü çok kısa olan trombosittir.

Aferez nedir?

Kanın istenilen kısmının (trombosit, eritrosit veya plazma) diyaliz cihazını andırır bir makine ile süzülerek kalan kısmının bağışçıya geri verilmesidir. Ürün kalitesi en iyi bu yöntemle elde edilir.  Bağışçı daha sık kan verebilir. Mesela elde edilmesi, saklanması ve transferi en sorunlu ürün olan trombosit aferezi; arada 48 saat olmak kaydı ile haftada 2 kez, yılda 24 defa yapılabilir. İşlem 45-90 dk sürer. Damar yapısı uygun olmak kaydı ile son beş gün içinde kan sulandırıcı kullanmayan herkes (genel uygun bağışçı kurallarına uyan) trombosit bağışı yapabilir.

Kök hücre bağışı nedir?

Kemik iliği nakli bekleyen hastalar için Sağlık Bakanlığı tarafından gönüllü vericiye ait doku grubu antijen bilgileri toplanır, hasta veri tabanında sizin doku tipiniz ile uyumlu nakil bekleyen hasta var ise bağış yapmanız (periferik kan kök hücre veya ilik) halinde nakil yapılır.

Kök hücre yaşam boyu yenilenir ve vericide hücre azalması olmaz. Kemik iliği kanserleri, lenfomalar, kalıtsal kansızlıklar gibi hastalıklar bu nakil yolu ile tedavi olur.

          Sevgili okurlarımız, kanın muadili yoktur. Genç nüfusu düzenli olarak kan bağışı yapması için bilgilendirmek ve teşvik etmek gereklidir. Çünkü bir damla kan bazen gerçekten hayat kurtarır.

Sağlıklı günler dilerim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol