Sporu spor yapan saygıdır.
Peki, bu dönem de bu ne kadar çok kabul edilir oldu?
Spor müsabakalarında görmeyi arzuladığımız nice şey var. Ancak bugünkü spor müsabakalarına baktığımız zaman bu aktivitenin neredeyse büyük bölümü şiddet, küfür, yalan-dolan ve sahtekârlıklarla doldu.
Saygıyı en çok aradığımız spor müsabakası belki de şu dönemde futbol olmuştur. Bunu söylemek istemesek de, Türkiye’deki spor anlayışı Dünya’nın farklı ülkelerindeki spor anlayışından çok daha farklıdır. Kültürün bundaki etkisi elbette çoktur.
Türkiye’de son yıllarda yasadığımız okuduğumuz, izlediğimiz ve duyduğumuz futboldaki saygısız davranışlar gündemdeki yerini hiçbir zaman kaybetmiyor. Eksilmiyor, ama artıyor. İşin kötü tarafı buna yüksek düzeyde ülkemizde rastlanır olmasıdır. Ezeli rekabet maçlarının hemen sonrasındaki taraftarlar arasındaki şiddetli kavgalar, küfürleşmeler ve saygısız daha birçok davranış yeşil sahada koşturan futbolculara da yansıdı. Peki, bu sadece bizim ülkemizde mi var? Hayır. Tüm dünyada bu tip davranışlar spor müsabakalarında izleniyor. Olmaması herkesin temennisi...
Mustafa Kemal Atatürk, “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ‘ahlaklısını’ severim.” sözüyle zamanında sporculara ve sporu takip edenlere mesaj vermiş. Zeki ve çevik olma konusuna tamam diyebiliriz.
Peki ya ahlaklı olmak?
Sporun içinde olan ve takip eden, etmeyen herkese saygının ve ahlakın
ne demek olduğunu öğretmemiz bu konuda çalışmalar yapmamız gerekirse geniş bir kitleye seminerler
sempozyumlar kitaplar videolar vb
üzerinde çalışma yapmamız lazım...
Bu sadece futbolcu antrenör değil yönetici taraftar Futbolu yönetenlere idarecilere ülkeyi idare edenlere dahi uygulamamız lazım.
En nihayetinde Pele'nin de dediği gibi, "Saygı olmadan, futbol bir hiçtir."
Peki, bu sadece futbolda mı geçerli?
Bütün spor branşlarında geçerli bırakın bütün yaşamımız için geçerli bunu böyle bilmek ve ona göre davranmak lazım.
Saygı olmadan bütün alanlarda da bir "HİÇ" olmamak için hepimiz el ele
omuz omuza birlikte çalışıp gayret etmeliyiz.
Saygı ve sevgi ile kalın
