Kalecilerinin bir gün kendi sahasına geçip, orda da kale olduğunu fark etmesi ile başlıyor hikayeleri.. Para hırsı ile gözü dönmüş adamların dünya futbolunu ele geçirdiği günümüzde tek amacı sadece ve sadece bir gol atmak için mücadele ediyorlar. "gol atmamız önemli değil, çünkü biz eğleniyoruz, biz de büyüyünce gol atarız" diyorlar. Çocuklar gol yediklerinde ise,suçlu olarak kaleciyi gösteriyor. hiç topu tutamıyormuş. kalecinin yorumu ise mükemmel; ''bazen topu elle tutmayı unutuyorum'' Ben futbolu ispanya'da margatania'nın minikler takımı yüzünden seviyorum Bir teknik adam olarak öncelikle kendi cevabımı paylaşmak istedim! Futbolun herkesi peşinden sürükleyebilmesinin sırrı nedir? Hayat kadar adaletsiz ,acımasız,dramatik ,bir okadar da anlamsız olan! Güçlünün, zenginin egemenliğinde, yoksulu ve zayıfı ezdiği bir oyun futbol. Hatta,''Kapitalizm''in egemenliğindeki dünyada tek güç göstergesi... Futbolda da güç para ile ölçülüyor.Tıpkı hayat gibi! Ama seviyoruz! Niye?? Eminim ki bu soruya herkesin kendince vereceği birden fazla cevabı vardır. Yirmi iki oyuncunun bir topun etrafında koşturmasından ibaret bir oyun; Muhammet yıldız'ın dediği gibi;nasıl oluyor da aynı zamanda bir diktatörün halkını uysallaştırmak için kullandığı bir afyon oluyor! Büyük patronlar için para basan bir endüstri, insanların tüm sıkıntılarını unutturabilen buz gibi bir bira olabiliyor! Nedir futbol'u bu kadar vazgeçilmez yapan? Nijerya'daki iç savaş zamanı, sırf ,Pele'yi izlemek için,tarafların,Biafra'da 48 saatliğine ateşkes imzalaması mı? Yoksa Totti'nin Roma'ya olan sadakati mi? Dortmund'un Sarı Duvarı? Liverpool'un Kop tribünü mü? Maldini'nin liderliği,Ronaldinho'nun estetiği,Pirlo'nun soğukkanlılığı mı? Maradona'nın tek başına ordu olması ya da son dakika golleri mi? Hayatın her duygusunu içinde barındırması mı acaba futbolu değerli kılan? Örnekleri bir kenara bırakıp, evlerimizin arka bahçelerinde parasız, özgürce top oynadığımız günlere dönersek, futbolun nasıl bir tutku olduğunu çok rahat hatırlayabiliriz bence. Çünkü orada futbol oynamak için çok yetenekli olmanıza gerek yoktur. Meşin yuvarlak sizinse, top karşılığında takıma alınabilirsiniz. Takımdaki yeriniz her zaman hazırdır. Koşmazsanız bile,hayatta olduğu gibi paranız varsa yeter! Zaman değişiyor, futbol endüstrileşirken, mahalle takımları mazide hoş bir anı olarak kalıyor. Lakin ben ve benim gibiler çocukken ilk topu vurduğumuz anda başlayan ve hiç bitmeyecek bir aşkla futbolu sevmeye devam edeceğiz Dünyanın her yerinden bu sihirli oyunun baş aktörleri çıkıyor: Futbolcular… İyi oynayan kazanamıyor her zaman. Bazen 15-20 gol şansı bulup, adeta tek kale oynayan bir takım kalesine bir kez gelen takıma mağlup olabiliyor Tıpkı hayat gibi. Doğasında sürpriz var. Şans faktörü var. Anılar, tarih, duygu, sevgi… Futbolun içinde hayat gibi her şey var. Hatta şiddet ve ölüm bile var. Aşk, nefret, hayranlık. Tıpkı hayat gibi…Patron ile işçi, tüccar ile işsiz, madenci, sanayici, öğrenci… Her siyasi, dini ve etnik kesimden, ırktan toplumun bir araya gelebildiği tek yer futbol stadyumu... Birleştirici ama bazen de bölücü!! Kocaman dünyayı küçülten, tanımlanması zor bir zenginlik. Anlamsızca üzen, manasızca sevindiren izahsız bir aşk bu ''futbol''… Aynı hayat gibi… Sosyo ekonomik bir gerçeklik var burda. Futbol, oynaması en kolay, en ucuz oyundur. İki taş koyar kale yaparsın, birde plastik top buldun mu tamamdır. Genellikle çocukların babalarına özenmesinin verdiği yetiyle başlar futbol sevgisi. Çocuğu futbola yöneltir. Genelde futbol izler babalar! Etrafınız da kaç tane, Babası NBA Izleyen çocuk gördünüz? Peki neden bu kadar çok seviyoruz futbolu biz?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Necati topcu 2018-03-13 14:18:03

Heyecan ve coşku veriyor mücadele hırs ve kazanma azmi veriyor icimizdeki elektriği ve stresi boşaltıyor aynı zamanda kafamızdaki sorunları problemleri oynarken unutturuyor saglıklı spor yapmamızı saglıyor yeni kişiler tanışmamıza yardımcı oluyor yeni yerler görmemizi saglıyor