20.02.2019 tarihinde olan Ayvacık depremi ile birlikte yeniden hatırladığımız üzere ülkemizin birçok ili 1. Derecede deprem bölgesi içinde yer almaktadır. Şimdiye kadar ki tecrübelerimiz ve tüm bilimsel verilerden de anlaşıldığı gibi deprem bir kaçınılmaz sondur. Peki, kaçınılmaz son engellenemeyeceğine göre ne gibi tedbirler alınabilir. Kişisel olarak alabileceğimiz tedbirlerin yanında devletin de alabileceği birçok önlem vardır.

Her şeyden önce bu sosyal bir devlet olmanın gerekliliğidir. Bu tedbirlerin başında imar planına uygun bir yapılaşma sağlamak gelir. Bu bir önleyici tedbirdir. Ancak tüm bunlara rağmen bir zarar meydana gelirse ne olur sorusuna karşılık, bir zorunlu sigorta olan DASK gelmektedir. DASK, depreme karşı sunulan bir devlet güvencesi olarak tanımlanmaktadır. Burada sigorta ettiren taşınmazın sahibidir. Kısaca bahsetmek gerekirse, devlet kendi yükümlülüğü olan rizikoyu üstlenmek karşılığında vatandaşlardan da prim almaktadır. Bu primler aylık olarak vatandaşların alım gücüne göre belirlenmektedir. Bu primlere bazı indirimler uygulanmaktadır. Her yıl poliçesini yenileyene uygulanan indirim gibi. Konut sahipleri, DASK’ı sigorta acentelerinden veya banka şubelerinden yaptırabilmektedir.

Deprem sonucunda bir hasar meydana gelmesi durumunda ise öncelikle başvuru üzerine hasar tespiti yapılır ve gerekli belgeler toplandıktan sonra kısa bir süre içinde zarar devlet tarafından karşılanır. Çoğu zaman DASK yaptırılırken düşünülmeyen soru ise DASK’ın zararı tazmin ettiği kapsam nedir. Birçok gayrimenkul sahibi şartnamede yazan bu kapsamı gözden kaçırmaktadır. Tazminatın kapsamı şu şekilde belirlenmektedir. Temeller, ana duvarlar,  bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar,  bahçe duvarları,  istinat duvarları,  tavan ve tabanlar,  merdivenler,  asansörler,  sahanlıklar,  koridorlar,  çatılar,  bacalar,  yapının yukarıdakilerle benzer nitelikteki tamamlayıcı bölümleri. Tazminat kapsamında olmayan kalemler ise şu şekildedir: Enkaz kaldırma masrafları, kar kaybı,  iş durması,  kira mahrumiyeti,  alternatif ikametgâh, işyeri masrafları,  mali sorumluluklar ve benzeri başkaca ileri sürülebilecek diğer bütün dolaylı zararlar,  her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri, tüm bedeni zararlar ve vefat,  manevi tazminat talepleri,  deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar,  depremden bağımsız olarak, binanın kendi kusurlu yapısı nedeniyle zamanla oluşmuş zararlar.

Zarar kapsamına sadece ana yapının unsurları dâhil edilmiştir. Malvarlığı hasarları açısından baktığımızda kapsamın çok dar olduğunu görmekteyiz. Daha doğrusu asıl maliyeti fazla olan zararların kapsam dışında bırakıldığı görülmektedir. Bu durum hukuki olarak şöyle açıklanabilir. Malvarlığı sigortalarında alınan primden fazlası zarar oluşması durumunda tazminat olarak ödenmez yani ödenen tazminat ile kişinin zenginleşmesi hedeflenmez. Kapsam dışının eleştirilmesi gereken yönü tüm bedeni zararların ve vefat durumunda vefat eden kişinin ailesine ödenecek kazançtan yoksun kalma tazminatının ödenmemesidir. Bu yüzden kişilerin özel sigorta da yaptırması da yerinde olabilir. Sonuç olarak DASK, ortaya çıkabilecek hasarların maliyet bakımından vatandaşlara çok büyük yük yüklememesi için bir zorunluluk ve gerekli bir sigorta olmaktadır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol