Bir yılı aşkın süredir uğraştığımız salgın nedeniyle normal seyrinde yaşanan toplum yozlaşmasının sürati arttı ne yazık ki. İnsan ilişkilerinin giderek daha da kötü bir hâl aldığından yakınan azınlıktan biriydim. Şimdiyse dayanılmaz bir hız alarak daha da kötüye gittiğini gördüğümden korkuyorum artık. Umutlarım azalıyor açıkçası. Bu denli umursamaz olmayı aklım almıyor. Böylesi bir kayıtsızlık, insanlığın nereye gittiğinin açık bir göstergesi gibi karşımızda parıldarken hayatını kaybeden binlerce insana her geçen gün binlercesi daha ekleniyor. Bu kıyım karşısında insanların durumu oldukça acı verici çünkü insanlar “Bana bir şey olmaz.” kafasıyla hareket ettikçe insanların ölümüne yol açtığını bir türlü kabul etmiyor, anlamıyor.

İnsanlar tutarlı olmayan bir biçimde üç farklı davranış biçimi benimsemiş durumdalar:
1) Hasta değil ve hasta olmayacağına inanıyor. Gezip tozuyor, umursamıyor.
2) Hasta ama diğerlerine bulaştırma riskini düşünmüyor. Hayatına aynen devam edip gezmeye devam ediyor, umursamıyor.
3) Komşusu, arkadaşı ya da bir aile üyesi hasta olmuş. Ayrıca davranış 1’deki gibi davranıyor ve gezip tozuyor. Hasta olan kendi olsa mutlaka davranış 2 gibi davranacak ama hasta olan yakınını hiç umursamıyor. Ne bir kap yemek yapıyor onun için ne de çöpünü atmak ya da alışverişini yapmak gibi yardımları aklına getiriyor. Kısacası umursamıyor, yok sayıyor.

Bu üç umursamaz davranış biçimi, yazık ki insanlığın, dostluğun ve güvenin ipe gidişinin en önemli kanıtları. Altlarındaki iskemlelere de tekmeyi vuranlar da yine insanlar. Bu öyle büyük bir çelişki ki akıl alır gibi değil. “Ben hasta olmam.” dedikten sonra gezip tozmaya hız kesmeden devam ederken “Ya bana da bulaşırsa?” diyerek hasta yakınlarını adeta ölüme terk etmek de nedir? Bu davranış sizce de inanılmaz umursamaz ve çelişkili bir davranış değil midir?

Hasta olup diğerlerini düşünmeksizin normal hayatına devam eden, diğer tüm yakınlarını ve tanımadığı onlarca insanı riske atan birinin, hastalığı bulaştırmamak adına evine kapanıp insani görevini yerine getirenleri yok sayması nasıl bir akıl işidir? Bu da mı çelişki değil yani?

Mahalle ve komşuluk kültürünü acımasızca katleden, aile bağlarını modası geçmiş bir bağlılık olarak kabul ederek hiçe sayan insanlar şimdi de bambaşka bir yöne evriliyor. Sadece kendi açlığı ve hayatı için sürekli kavga içinde yaşayan vahşi hayvanlara öykünüyor gibi insan. Bu yeni insanın adı da olsa olsa “vahşi insan” olur herhalde. Asla “ilkel insan” değil çünkü ilkeller birbirine bağlıydı ve savaşları hayata karşıydı. Bu yeni türünse bağlılıkla uzaktan yakından ilgisi yok. Verdiği tek savaşsa “üstünlük savaşı” ne yazık ki. Savaş sebebi ise “bencillik ve umursamazlık” tabi ki. Savaşın sonucu da “yaşanmaz bir dünya” …
Demet YENER
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol