Aşılama deyince hastalarımızın çoğu sadece çocuklara uygulanır diye düşünmektedir. Ancak aşılamanın erişkin bireyler için hatta farklı yaş grupları ve hastalıklar için uygulanan tipleride mevcuttur. Aşı öncelikle bulaşıcı hastalıklardan korunmak için geliştirilen tıptaki en temel ve geçerliliği tartışmasız yöntemdir.
1-Aşı nasıl çalışıyor?
Aşılamada insan vücuduna bulaşıcı hastalık etkeninin taklidi verilir. Aşıyı vücuda uyguladığımızda savunma hücreleri bu yabancı maddeyi tanıyıp ona karşı antikor oluşturmakta. Bu etkenle vücut tekrar karşılaştığında hafıza savunma hücreleri bunu hatırlayarak antikor yanıtını hızla gerçekleştirmektedir. Ama tabii ki bu senaryo her zaman böyle işlemiyor. Özellikle yaşlılarda ve bazı özel hasta gruplarında antikor yanıtı gecikiyor veya hiç oluşmayabiliyor, ya da daha kötüsü bu antikor aslında var gibi görünüp iş görmüyor.
Tüm bu karmaşık sisteme müdahil olabilmek adına erişkinlerde hangi aşıların, ne zaman ve kime uygulanmasının şart olduğunu bilmek gereklidir.
2-Erişkinde aşılama şart mıdır, hangi aşı, kime ve hangi dozda?
Erişkinlerde her yaş grubuna şart değildir. Ancak önemli yandaş hastalıkları olanlara uygulanmadığı zaman ölümle sonuçlanan klinik tablolardan korunmak için erişkinlerde de aşılama öneriyoruz. Tabloda tanımlanan gruplar dışında isteğe bağlı uygulamalar konusunda hekiminiz ile görüşmeniz gereklidir.
*Ek hastalık= Astım, kronik bronşit, kronik böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bağışıklık sistemi yetersizliği, kanser varlığı.
3- Aşılardaki koruyucu maddeler var mıdır ve zararlı mıdır?
Aşıların içerisinde etkinliğini arttırmak ve korumak için ek maddeler vardır. Ancak bu maddelerin hemen hepsi insan sağlığı için uygulanmasında sakınca olmayan ya da aşırı duyarlılık hariç zararı olmayan moleküllerdir. Kısaca bunların insan sağlığı için zararlı olduğu gösterilmiş değildir.
Son yıllarda özellikle çocukluk çağı aşı uygulamaları ile otizm arasındaki ilişki sorgulanır hale gelmiş ve özellikle bazı aileler çocukluk çağı aşılarını yaptırmak yerine, çocuklarımızı hijyen ile enfeksiyondan koruma yolunu tercih etmişlerdir. Ama unutulmamalıdır ki hiçbir hijyen yöntemi kişiyi enfeksiyonlardan %100 korumaz. Ayrıca yoğun hijyen uygulanması da yararlı mikro organizmaların vücudumuza yerleşmesini ve bağışıklık sisteminin tam gelişmesini engeller. Aşılamada ki temel mantığı hep hatırda tutmak gereklidir; aşı sizin hasta olmanızı engellemez ama hastalıktan ölmenizi engeller.
4-Kanser aşıları veya gelecek aşı teknolojileri bize ne vaat ediyor?
Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların hemen hepsi aynı zamanda kanserojen etkileri olduğu bilinen ilaçlardır. Bu nedenle günümüzde ilaç sektörü çok büyük bir hızla gen tedavisi ve kanser aşıları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Burada temel hedef kanserin genetik kodunun aktif hale gelmesini engelleme ve kanserli hücrenin kontrolsüz bölünmesini hücreye özgül durdurmaktır. Bugün en popüler uygulama alanı akciğer kanseri aşısıdır. Burada gen düzeyinde tedavi başarısı hedeflenmekte ve kişinin bir nevi genetik kodu düzenlenmektedir. Asıl hedef ise zaten vücudumuzda bulunan ilgili kanser geninin yakalanıp aktif hale gelmesinin engellenmesidir. Gen teknolojisi ve mühendisliği bunu yapabilir hale geldi. Burada diğer önemli bir gelişme ise uyguladığımız aşıların ya da tedavilerin kişiye özel hale getirilebilmesi bunun yanında yan etkilerinin azamiye inmesidir.
Kanser ve çok dirençli bazı enfeksiyonlarda aşılama ile bağışıklık sistemi restorasyonu yapılarak tedavi edilmektedir.