O küçük oyuncağımız; neşemiz, oyunumuz, arkadaşlarımızla bir araya gelme nedenimizdi. Bir top…

Futbolun tarihi Sümerler’e kadar dayanır. Mısır mezarlarında da duvar resimlerinde ayakla top oynayan insan figürleri vardır. Bazı kaynaklarda Orta Asya Türkler’ i nin de topa elle dokunmadan ayak ve kafa ile oynamış oldukları bir oyundan söz edilir.

O günlerden, bugünlere geldik. Şimdi tüm dünyada Dünya Futbol Şampiyonası, UEFA Kupası, Futbol Endüstrisi, Futbol Turnuvaları, Futbol Fanatizmi gibi sayısız kavramlar oluştu. Kulüp değerlendirmelerinde, bütçelerinde, transferlerde milyar dolarlar konuşuyor. Ülke ve insan ilişkilerini geliştiriyor, yönlendiriyor ve iyi kullanıldığında, Dünya Barışına büyük katkılar yapacak bir birikim ve reklam dünyasının en çok tercih ettiği ortam oluyor. Şehirlerarası, bölgeler arası, ülkeler arası, kıtalar arası sosyal ve ekonomik yakınlaşma temin eden iyi bir tanıtım aracıdır.

Futbol endüstrisinin kendine özgü bir yönetim dünyası vardır. Bu gerçeği unutmadan, futbol kulüpleri ticari işletmeler gibi yönetilmelidir. Ancak, yönetim şekilleri, futbola özgü yapı ve gereklerine de uyum sağlamalıdır. Yöneticilerin futboldan yetişmiş, profesyonel yöneticiler olması şarttır.

Bir futbol kulübünün mutlaka mali başarısı ile birlikte sportif başarısı da bir arada yürütülmeli. Biri aksarsa diğeri topallar.

Bütçe yapmak. Nedense biz Türk insanı kendimizi zora sokmaya, aklımızı kullanmaya, bir programa bağlı yaşamaya yatkın değiliz. Kısaca kulübün bütçesi kesinlikle denk olmalıdır.

İkincisi futbol geliri yine futbolda harcanmalı, bu denge kurulmalıdır.

Bir başka husus; futbolun her alanında edep - adap ve nezaket kurallarına özen gösterilmesidir. Asıl olan centilmenliktir. Özellikle yarının dünyasını şekillendirecek çocuklarımızın bu çizgiye çok dikkat etmeleri gerekir. Yoksa dünya futbolu çok zarar görecektir.

Türk futbolu içinde bulunduğu çıkmazı aşması için, orta ve uzun vadeli her kulübün onayladığı genel bir program yapılmalıdır. Yöneticiler ismi şöhreti için değil, oynadığı futbol değerinde genç futbolcular yetiştirilmeli ve transfer etmelidir. Yaşlanmış yabancı futbolcu tutkusundan vazgeçerek, transfer konusu disipline edilmelidir. Ülke futbolunun kalkınması yolunda transferler yapılmalı. Transferlerde daha dürüst hareket edilerek,

alt yapı da mutlaka geliştirilmeli çok önem verilmelidir. Ayrıca Süper lig  birinci lig ikinci lig ve üçüncü lig takımlarına kendi alt yapısından veya alt yapılardan mutlaka gençler alınmalı. Yoksa taşıma su ile değirmen dönmez.

Kulüp yönetimleri günü kurtaran ama geleceğe ümit vermeyen populist uygulamaları terk etmeliler.

Türk futbolunun daha büyük atılımlar yapması, uluslararası karşılaşmalarda ve marka kulüp oluşturulmasında başarı elde etmeleri için

‘yönetsel, hukuksal, mali sorunlar çözülmeden ve şeffaf bir yapıya kavuşmadan Türk kulüplerinin Avrupalı rakipleri ile boy ölçüşmeleri mümkün değildir.’

Futbol üst düzey yöneticilerinin Chelsea, Manchester, Real Madrid, Barcelona, Milan gibi kulüpler bünyesinde eğitim görmeli veya komisyonlar oluşturup, bu kulüplerinin yapıları, eğitim ve antrenman sistemleri, futbolcu - antrenör ilişkisi, reklam gelirleri yakınen incelenmeli.

Yaşamda çok geniş bir yelpazeye hitap eden 8 kelimelik bir görüşüm şudur;

Sağlık, eğitim, başarı ve bilginin değerine paha biçilemez.

 Yönetici,antrenör, futbolcu ve tüm birimlerin ‘’ÖNCE EĞİTİM’’ diyerek, kendilerini eğitmesinden başlanabilir.

Rekabet koşulları iyileştirilmeli. Türk futbolu sadece üç kulüp değildir. Altyapı takımlarına önem verilmeli, çocuklar küçük yaştan başlayarak tecrübeli ellerde yetiştirilmeli.Milli egitim bakanliği ve Genclik spor bakanlıği el ele vererek butun federasyonlarla isbirligi yaparak hem sporumuzu hemde futbolumuzun gelismesi adina cok buyuk çaba icine ciddi bir şekilde girmeli. Anadolu kulüpleri kalkındırılmalı. Onlar küçük, finansal güçleri olmadığından futbol dünyasının gerçekleri karşısında çaresizdirler. Anadolu kulüplerine pozitif ayrımcılık olarak adlandırabileceğim destek programları uygulanmalı. Türk Futbol Federasyonu’na bu konuda büyük sorumluluk düşmektedir. Federasyon ayrıca hakem konusunuda ele almalı, hakemler mutlaka iyi secilip daha iyi yetkin olarak eğitilmeli.Kisacası futbolumuz bastan aşağı revizyona cok buyuk calisma ve disiplin altinda butun kurumlarlada el ele verilerek gelistirilip dunya futbolunda ve sporda gercek siralamada hak ettiğimiz yeri almalidir...

SAYGI VE SEVGI ILE KALIN

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol