Aslında her şey diğer sektörlerle aynı...
Çalışanları, tesisleri, cirosu, hatta ihracatı bilevar.
Pazar büyüklüğünü kestirmek çok zor.
Çalışanlarını oluşturan futbolcu, taraftar,, gözlemci antrenör,masör,malzemeci,yönetici vs vs...
Profesyonel olmayanlarla birlikte milyonları buluyor.
Üstelik tekstilden turizme, her alanda esnaf'ıda olumlu yönde etkiliyor.
Neredeyse büyük bir şirket gibi, bulundukları şehrin ekonomisini de kalkındırıyor.
“Futbol ekonomisi”nden söz ediyoruz...
İnşaat sektörünü düşünün..
Çok sayıda firma bu alanda faaliyet gösteriyor.
Çok sayıda insan istihdam ediyor. Büyük altyapı yatırımlarıyla devasa binalar yapılıyor.
Binlerce insanın hayatına dokunan devasa bir sektör..
Futbol, bir oyun olarak görülse de aslında inşaat gibi başlı başına bir sektör.
Üstelik,giderek en az onun kadar devleşen bir sektör. Futbolcusundan, malzemecisine; yöneticisinden, menajerine çok sayıda insanı istihdam ediyor.
Kulüpler de birer şirket gibi faaliyet gösteriyor. Hisseleri borsada işlem görüyor, iyi haberlerde değer kazanıyor.
Artık kulüpler de tesis ve futbolcu yatırımına gidiyor. Gelecek yatırımını ise futbolcu yetiştirmede, yeni gelir kaynakları yaratmada bulunuyor.
Tıpkı diğer sektörlerde olduğu gibi, futbolda da ihracat ve ithalat yapılıyor.
Futbolcular yüksek transferlerle Dünya arenasında boy gösteriyorlar.
Reklamdan medyaya, turizmden tekstile kadar pek çok başka sektör üzerinde etkili oluyor.
Milyarlarca dolarlık bir Pazar"
Evet her transfer döneminde milyar dolarlara ulaştığını söylüyor.
Futbol endüstrisi bugün dünyada yaklaşık 1 milyar insanı istihdam ediyor.
Dünyanın en zengin futbol takımı olan İngilizlerin efsanevi Manchester United’ının bugünkü değeri birkaç milyar sterlin..
Barcelona, Real Madrid ve Juventus gibi Avrupa’nın önde gelen takımlarının bütçeleri de bugün neredeyse pek çok ülkenin bütçesinden yüksek.
Türkiye’de futbol endüstrisini futbol kulüpleri, futbolcular, teknik direktörler, teknik heyet, spor malzeme şirketleri, sponsorlar ve bağlı diğer sektörler oluşturuyor. İlk sırada ise futbolcular var. FİFA’nın verilerine göre Türkiye, futbolcu sayısı en yüksek 20 ülkeden biri. Yeşil sahalarda 2 milyon futbolcu top koşturuyor.
“Bugün Avrupa’da futbola en çok para yatıran ülkeler İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya. Bu ülkelerin ekonomilerine baktığımızda, son derece güçlü performanslar görüyoruz.
Türkiye’nin ekonomisindeki olumsuzluklar futbol endüstrisine de yansıyor. Bugün kriz nedeniyle havuz paraları ödenemiyor, bilet satışları düşüyor, takımlar sponsor bulmak da güçlük çekiyorlar".
Futbolun bugünkü izleyici profili ağırlıkla 13-19 yaş grubunu kapsıyor.
Futbola olan yatırımının sadece bugünün değil, yarının tüketicisine de ulaşacağının bir göstergesi.
Bu olanağın özellikle dünya çapında yeterince tanınmayan yerel-bölgesel veya yeni markalar için büyük avantaj oluşturduğunu söylemekte fayda var.
Bir kentin bugün kendisini tanıtması milyon dolarlara mal oluyor.
Bu nedenle futbolun kentin ekonomisine katkısı da çok büyük.
Kente bir artı değer katıyor. İnsanlar maçları izlemek için buraya geliyorlar.
Maçların oynandığı günlerde fırınlarda ekmek, baklavacılarda baklava, kebapçıda kebap kalmıyor.
Bir kentin futbol takımı olması, bana kalırsa aynı zamanda önemli de bir prestij unsuru.
Takım birinci ligde oynuyorsa, kent de birinci ligde demektir.
Diğer yandan bir takımın başarılı olması için çok parası olması gerekmiyor. Önemli olan eldeki malzemenin değerlendirilmesi. Bugün birçok takım, gelirlerinin büyük bir kısmını yetiştirdiği futbolculardan kazanıyor”.
Yani altyapıya önem veriyor.
Bunların hepsini yapmak için alt yapıya yönelmek gerek..
Altyapı, futbol dünyası için çok önemli bir yatırım alanı.
Alman devi Bayern Münih, devrimi,futbol akademisi projesi ile yaptı.
Elbette geçmişten bugüne büyük ölçüde ilerleme var.
Türkiye’de futbolun gelişmesi için bugün artık ciddi işler yapılmaya başlandı.
"ALTYAPISIZ"Kulüp olmaz
Sloganınız #dahayetiştirecekcokcocukvar olsun..
