Sevgili dostlar eskiler çok iyi bilir

Eskilerde evlerin kapıları ve iş yerlerinin çalışanlarının, iş yerine girip çıktıkları, nispeten alçak kapılarının üzerinde ''edep ya hu'' yazardı. Bu kapılar alçak yapılması çalışanların iş yerine eğilerek girmesini sağlamak için idi. Allah'ın izniyle ekmek yediği yere eğilerek girmek mekana saygının bir göstergesi ve de bir nevi terbiye eğitimiydi.

Devlet kuruluşları arasında yapılan yazışmalar ile fertler arasındaki mektuplardaki hitap şekilleri de ''Muhterem efendim, zat-ı Alileri, takdirlerine maruzdur, en derin saygılarımla, ve benzeri'' hürmet, saygı, yüceltici, gönül okşayıcı hitaplar ile başlar ve biterdi.

İnsanların birbirlerine hitapları, tavır ve davranışları, yürüyüşleri, yemek adabı, kısacası günlük hayatlarındaki her şeyleri, birbirlerine saygının, milli ve manevi terbiyemizin bir göstergesi idi.

Küçükler, söz verilmedikçe büyüklerinin sözlerine karışmazlar, yanlarında ayak ayak üstüne atmazlar, uzanıp yatmazlar, gençler büyüklerinin gittikleri kahvehanelere girip oturmazlardı.

Sonraları ''biçimsel saygı''diye bir laf icat olundu. ''Size göre ayıp olan, bana göre ayıp olmayabilir'' denildi. Asrileşme ye, modernleşmeye başladık, giyim,konuşma, birbirimize hitap şeklimiz değişmeye başladı.

Eline, beline, diline, aşına, işine, eşine hakim olmayı birileri bıraktılar.

Birilerinin elleri toplumun ceplerine, birilerinin beli diğerlerinin beline uzanmaya başladı. Dillerde uzadı, birileri birilerinin hakkında bırakın gizli gizli söylenmeyi alenen en kırıcı, en galiz ve en itham edici şekilde konuşmaya başladı.

Makam, mevki ve illaki para sahibi olmak edepsiz olmaya hak kazandırdı.

Edep, saygı demektir, sevgi demektir.

Edep Allah sevgisi, sevgiden dolayı yaratana ve yarattıklarına saygı demektir.

Edep Kuran ahlakı demektir.

Edep, Peygamber efendimiz (S.A.V) in hayat tarzlarını benimsemek, onun izinden yürümektir.

Edep, töredir.

Töreyi yok saydık, Kuran Ahlakını da gericilik.

Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Mevlana kimdir, kimlerdir, ne dediler, neden dediler bilmedik, bilemedik.

''Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum sanır''der Mevlana. Edeplinin susmasını kalktık korkaklık olarak nitelendirdik.

Geldik bu günlere, toplumun liderleri; Birbirlerini olmadık biçimde aşağılıyor, küfür ve tahrik ediyorlar, sayın kelimesi kalkmış, birbirlerine lakaplar takarak isimleri ile hitap ediyorlar. Öfke, şiddet, aşağılama, tahrik ana konuları aşmış ve birileri koro halinde alkışlamak talar. ''Üzüm üzüme baka baka kararır'' demiş atalarımız. Bir büyüğümüz de ''kireç kaynatıp süt kaymağı istemeyin''demişlerdi.

İnanan kişiler olarak, edepsizlerin edepsizliklerine tahammül ve sabır göstereceğiz çaresiz.

''İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendin bilmezsen

Bu nice okumaktır'' diyen Yunus Emre ye kulak verelim,Hayatı bütünüyle kuşatan nizam,intizam ve ahenk in edep olduğunu bilelim ve EDEP YA HU diyerek Allah'a sığınalım.

Sevgi ve saygı ile kalın..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol