Bilim dünyasında daha fazla söz sahibi olmalıyız

Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Erdem, İl Kültür Turizm Müdürü Kemal Dokuz ve ÇOMÜ’lü idarecilerin de katıldığı tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Vahit Tuna Anadolu Lisesi öğrencilerinin oluşturduğu koronun verdiği mini konserin ardından, FEF Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tosunoğlu söz aldı. Tosunoğlu; biyolojinin, hayatın başlangıcından günümüze kadar olayları anlamaya, insanlara yön vermeye çalışan en önemli bilim dallarından biri olduğunu belirterek; “Bu kongrede yer alan bilimsel çalışmaların, günümüzün ve geleceğimizin yapılandırılmasına büyük katkılar sunacağına inanıyorum” diyerek katılımcıları selamladı. Tosunoğlu, kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti ve bilimsel aktivitelerinde desteğini esirgemeyen Rektör Prof. Dr. Yücel Acer’e şükranlarını sundu. Sempozyum Düzenleme Komitesi Başkanı Prof. Dr. Okan Acar ise ilki hayal olan bir fikrin 3.sünü düzenlemenin heyecanını yaşadığını ifade ederek; “4.sünün daha güzel olmasını şimdiden diliyorum. 2016 yılında ilkini düzenlediğimiz bu sempozyuma katkı sunan, organizasyonda görev alan tüm ekibi kutluyorum. Bilim Kurulu’nun birbirinden değerli hocalarına şükranlarımı sunuyorum. 4 gün devam edecek bu sempozyumda 230 yazar tarafından oluşturulmuş 80 adet bildiri sunulacaktır. 10 farklı ülkeden konuşmacımız olacak” dedi.

Bugüne kadar dünyaya dair ne öğrendiysek, bu alanda çalışan araştırmacılar sayesindedir

Rektör Prof. Dr. Yücel Acer; 2018-2019 Eğitim Öğretim yılının ilk sempozyumu olan 3. Uluslararası Katılımlı Bitki Fizyolojisi Sempozyumu’na katılmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, FEF Biyoloji bölümünün aktif bir bölüm olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kendisinin Sosyal Bilimci olmasına karşın Fen Bilimleri alanındaki gelişmeleri de yakından izlediğini ifade eden Rektör Acer sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşadığımız dünyayı ve yaratılmış her şeyi anlayabilmemizin 3 temel alanı Fizik, Kimya ve Biyoloji. Bu 3 bilim alanının temelini kavramadan, yaşadığımız atmosferi, gezegeni anlamamız mümkün değil. Bugüne kadar yaşadığımız dünyayla ve evrenin geri kalanıyla ilgili ne öğrendiysek bu 3 alandaki hocalar ve araştırmacılar vesilesiyledir. Bu alanda çalışan ve bu sempozyuma bildiri sunacak hocalarımızın bilim dünyasına sunacağı katkıları önemsiyoruz. Kendilerine şahsım, üniversitem ve bilim dünyası adına teşekkür ediyorum.

Toplum olarak, bilim dünyasında daha fazla söz sahibi olmalıyız

Ülkemizin ne kadar heybetli bir geçmişe sahip olduğunu biliyoruz. Ancak böyle bir geçmişe sahip olmamıza rağmen günümüzde beklentilerimizin altında kalan alanlar var. Bir yerlerde kapatmamız gereken açıklar ve eksiklikler var. Bence bu en çok bilim dünyasında var. Bu toplumun daha fazla bilimsel yenilikler üreten, bilim dünyasında daha fazla söz sahibi olan bir toplum olması gerektiğine inanıyorum. Bu bizim meziyetlerimizin yetersizliğinden kaynaklanmıyor. Sanıyorum biz bazı şeyleri ekleyemedik ve eklememize müsaade edilmiyor. Bunların farkında olmak, bundan sonrası için yapılabilecek en büyük katkı olacaktır diye düşünüyorum. Biz birçok bilimsel araştırma yapan, birçok bulgular ortaya koyan bir bilim camiasına sahibiz. Bunun hayatımıza, ülkemiz ekonomisine yansıtabilme konusunda engellerle karşılaşıp, bu engellere yenik düştüğümüzü düşünüyorum.” Açılış töreni, hediye takdimlerinin ardından kokteyl ile sona erdi.