Hava sıcak, bunaldıkça bunalıyoruz…

Anlıyorum hepimizde bir rehavet var ama buda çok olmuyor mu dediğim anlar çoğaldıkça çoğalıyor. İnsanlarda ne yapsın kardeşim; Kriz bir yandan, bayram geliyor derdi bir yandan of Allah’ım of…

Sahi ne olacak bu haller. Dün Demircioğlu caddesinde haber için koşturuyorum, sıcaksa bana da sıcak. Abinin biri zorla durdurdu, adres soracakmış. Ne dediği anlaşılmıyor. Tarif ettim dilim döndüğünce. Ardından yürüdüm, merak edip arkama baktım doğru yöne mi gidiyor diye. Yok arkadaş olduğu yerde duruyor. Sonra dayanamadım döndüm, serde yardım severlik var ya. Meğerse o ne dediğini anlamadığım abi bana adres sormuyormuş. Para istiyormuş. Baksanız abi dilenci değil. Normal kıyafetli ama biraz konuşması bozuk. Anladım ki arkadaş bu memleketli bile değil. Benim anlamamam normal. Çevre esnafa da her gün uğruyormuş. Bizim esnaf insaniyetli.  Kazanmadığı parasını vermiş arkadaşa. Birisi “Fatih bunları yap haber. Her gün sayısız yardım isteyen geliyor. Biz bitti artık bitti”. Daha sözünün üzerinden 1 dakika geçmedin bir diğeri geliyor yardım istemeye. Modern dilencilik artık çok başka şekillere bürünmüş. Bana az önce akıl veren abi çıkardı cebinden parayı verdi gelen kişiye. Yurdum insanı işte. Ama buna çözüm bulmak belediyenin, zabıtanın işi değil mi. Çanakkale belediyesinin zabıtası ne iş yapıyor bu kadarda bu dilencileri durdurmuyor. Yabancıyım diyen para istiyor. Öyle yada böyle Çanakkale’de dilenci bolluğu var. Zabıtanın görevlerinden biri değil mi bu. Bunu söylediğimde ban yine kızıyorlar, “Ya zabıta nerede” diye. Yurdum insanının cevabı biter mi. Yapıştırı veriyor, “Kaz dağlarında” diye. Yurdum insanı işte ne diyeyim. Heee dilenciyi sorarsanız, yabancı uyruklu falan değil. Yeni dönem dilencilik işte. Biz bunları konuşurken çoktan uzaklaşmış. Ne diyelim oda biliyor kolayını. Nede olsa YURDUM İNSANI..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol